"Mü’minler mabeyninde husumet ve adavet bir seyyiedir. O seyyie içinde kalb, ve ruhu sıkıntılarla boğacak bir azab-ı vicdanîyi, âlîcenap ruhlara hissettirir." Namaz kılmayan veya fasık olan birisi de ettiği adaveti ruhunda hissedebilir mi?
“Hususan dünyada servet ve iktidarı da varsa, gaflet dahi yardım etmiş ise, bütün bütün gāsıbâne, hırsızcasına ni‘met-i İlâhiyeyi hayvan gibi yutar.” Burada asıl anlatılmak istenen nedir? Sadece servet sahipleri mi hayvan gibi yaşar ? Servet sahiplerinden hususan bahsedilmesinin sebebi nedir ve iktidar sahibi olmak kötü bir şey midir.? Tehlike sadece zenginlikte veya mevki-makam sahibi olmakta ...
İnsan Allah'ın isimlerine ayna olacak bir fıtratta yaratılmıştır değil mi? Acaba her insanın hususi esmayı ilahisi var mıdır? Ayrıca insanın fani lezzetlere veya günahlara meyletmesisinin sebebi kendinde tezahür eden o hususi isimlere hakkıyla ayna olamamasından mıdır? İnsan bu hususi isimlerini nasıl bulabilir?
Hususî olmayan ve has bir yere bakmayan bir inkâr, ispat edilmez (11.Şua) Bu cümlede üstadımız neyi kastediyor? Biz bu delili mesela hangi tartışma esnasında kullanabiliriz? Açıkçası bazen risalelerden öğrendiğimiz şeyleri nerede ve nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz?
Son bir senedir kalbimde Allah'a ve dinime karşı huşusuzluk var. O kadar anlatılan şeylere rağmen bu sıkıntıdan kurtulamıyorum. Bunların şeytandan ve nefisten olduğunu biliyorum. Allah'ın izniyle yardımcı olmanızı bekliyorum.
İstibra konusunda detaylı bilgi verebilir misiniz? Bazen vesvese durumları oluyor, tekrar temizlik için tuvalete giriyorum. Yardımcı olur musunuz?
"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)
Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?
"Mümkinat mahiyetlerinin mutlak kemali, mutlak vücuddur. Hususî kemali, istidadlarını kuvveden fiile çıkaran ona mahsus bir vücuddur." (29. Söz) cümlesini izah eder misiniz?
Namazda huşuyu nasıl yakalayabiliriz. Namazı genelde son vakte bırakıyoruz bu hususta dinimizin emri nedir? Büyük zatların hayatından örnekler vererek namazda huşuyu yakalama meselesini izah edebilir misiniz?
Namazda huşu nasıl sağlanabilir? Bediüzzaman Hazretleri, namazda huşu hakkında herhangi bir şey söylemiş midir?