Nur Talebelerinin Şehidlik Makamı Soru

Bediüzzaman Risale-i Nur Talebeleri'nin imana ve sünnet-i seniyyeye hizmet dolayısıyla şehit sevabı kazanacaklarını bildiriyor. Yalnız sevab mı kazanılıyor, yoksa gerçekten şehidlik makamı da elde ediliyor mu?

Risale-i Nur Talebelerinde Keramet Soru

Ehli tarikte sıkça görülen manevi keşif, keramet, şeyhiyle manevi irtibat gibi haller Risalei Nur talebelerinde neden görülmüyor. Bediüzzaman Üstadımız bu yolu nur talebelerine kapatmış mı?

Risale-i Nur Talebelerine Gelen Zulümden Dolayı Gelen Bazı Belalar Soru

"Küre-i arz, Risale-i nur ve şakirdlerine gelen zulüme itiraz etti.." Bununla ilgili misal verir misiniz?

Risale-i Nur Talebelerinin İmanla Kabre Girmesi Soru

Risale-i nurun sadık talebelerinin iman ile kabre gireceklerinin iki delili nedir?

Risale-i Nur Talebelerinin İmanla Kabre Girmesi Soru

"Kur’an ayetlerinin de işaretiyle imanla kabre girmektir." (Emirdağ Lahikası) Bu ayet hangisidir ve burayı izah eder misiniz?

Risale-i Nur talebelerinin Kur'an okuması Soru

Deniliyor ki: ''Risale-i Nurla meşgul olduğunuz kadar Kur'anla iştigal etmiyorsunuz? açıklamalarınız için çok teşekkürler.?

Risale-i Nur Talebelerinin Şeyh Said Hadisesine Bakışı Soru

Risale-i Nur talebeleri Şeyh Said olayına hangi nazarla bakmalıdır? Bediüzzaman Hazretlerinin bu konudaki tavrı ve tavsiyeleri hangi yöndedir?

Sahabeler ve Risale-i Nur Talebeleri Soru

Sahabelere nübüvveti temsil eden küçük bir "Muhammediyet" yerleşmiş ise, sonraki alim ve evliyaların alemine velayeti temsil eden küçük bir "Ahmediyet" yerleştiğine göre Nurcular nasıl sahabe mesleğini yaşıyor oluyorlar? Nurcularda Muhammediyetin yerleşmiş olması için sahabe olmaları gerekmiyor mu?

"Elhâsıl: Şu zamanda dellâl-ı Kur’ân ve hâdim-i Furkān olan o zâtın iki ismi var ve iki lakabı var. ‘El-Kürdî’ lakabıyla ‘Molla Said’ ismi, اَنَا لِمُر۪يد۪ي fıkrasında zâhir görünüyor. ‘Nûrsî’ lakabıyla ‘Bedîüzzaman Said’ ismi كُنْ قَادِرِيَّ الْوَقْتِ fıkrasında âşikâr görünüyor. Hatta hizmet-i Kur’âniyede en mühim bir arkadaşı ve hâlis bir talebesi olan Hulûsî Bey’e, لِلّٰهِ مُخْلِصًا تَع۪يشُ سَع۪يدًا صَادِقًا بِمَحَبَّت۪ي fıkrasında işaret olduğu gibi, diğer bir kısım talebelerine de işaretler var." Soru

Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?

"Hâşiye: Evet, bazı ehl-i velâyetin ileride talebesi olacak zâtlar, daha dünyaya gelmeden, hiss-i kable’l-vukūun inkişâfıyla kerâmetkârâne keşfettikleri gibi, Risâle-i Nûr’un talebelerinin mühimlerinden birkaç zât dahi, çok zaman evvel, bir hiss-i kable’l-vukū‘ ile, ileride Saîd ile alâkadâr bir surette bir nûra hizmet edeceğini hissetmişler. İşte, onların birisi de Nazîf’tir." Soru

Kastamonu Lahikası'nda (s. 45) geçen bu kısmı nasıl anlamalıyız? Burada, hiss-i kable’l-vukū‘ ile haber verilen zatlardan birisinin Nazif Çelebi olduğunu görüyoruz. Ancak metinde birçok zat tabiri kullanılmış. Hiss-i kable’l-vukū‘ ile haber verilen diğer zatlar/talebeler kimlerdir?