üzerine çalışanlara, kalbleri (İslâm'a) sındırılacak olanlara, (âzâd edilmek üzere
üzerine çalışanlara, kalbleri (İslâm'a) sındırılacak olanlara, (âzâd edilmek üzere
Bir uzman kitabında; "Bazı büyükler, "Kıl yolanlar kılların hikmetini bilseydi başını taşlara vura vura hayatlarına son verirdi" diyor. Nedir bu kılların hikmeti ve faydası? Kısaca izah eder misiniz?
33. Mektub'un 1. Pencere'sinde geçen bu kısmı devamıyla birlikte izah eder misiniz? Zahiri ve batını hâsselerle ifade edilmek istenen nedir?
Birlikte Çalıştığımız bir arkadaşın Allah'ın varlığı ile alakalı soruları var. Acaba nasıl izah edebilirim.?
"Hayatta hissiyat suretinde kaynayan memzuç nakışlar, pek çok esma ve şuûnât-ı zatiyeye işaret eder, gayet parlak bir surette Hayy-ı Kayyumun şuûnât-ı zatiyesine ayinedarlık eder..." cümlesini izah edebilir misiniz?
Zülmani ve nurani perdeler nedir?
"En güvendiğin salabet ve hararet dahi emir tahtında hareket ediyorlar." Cümlesini açıklar mısınız?
Nefsimizi terbiye etmek için ne yapabiliriz? Allah'ın zikri ile nefsi arındırma yolları ile bu hususta din büyüklerinin mücahade uygulamalarından örnekler verebilir misiniz?
124 bin peygamber arasından Hz İsa'nın (as) babasız dünyaya gelmesindeki hikmet nedir?
"İnsanın bir kısım sun'i kuşlarının bir bomba yumurtası ile bir köyü harap edip bin âdemi mahveden cinayeti." Kısmını açıklar mısınız? Burda tarihte yaşanan bir olaydan mı bahsediyor?
Mugayyebat-ı hamse kapsamında Allah katında bilinen 5 şeyden birisi de yağmurun ne zaman yağacağı. Ancak şimdiki teknoloji ile yağmur bulutu ve yağmur bombası adı altında 20-30 dakika içerisinde tohumlama yapılarak yağmur yağdırılabiliyor. Bunu açıklar mısınız?
“ Arzı ve bütün nücûm ve şümûsu tesbîh taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele mâlik olmayan kimse, kâinâtta da'vâ-yı halk ve iddiâ-yı îcâd edemez. Zîrâ her şey her şeyle bağlıdır.” İfadelerini izah eder misiniz?
16. Söz'de, Allah'ın bir olmasıyla birlikte bütün kainatı tek başına yaratıp idare etmesi, mekandan münezzeh olmasıyla birlikte her yerde hazır bulunması, İlâhlık mertebesinde olmakla beraber her şeye her şeyden yakın olması izah edilmiş. Üstad, böylesine aklı zorlayan bir meseleyi temessül bahsi ile açıklıyor. Sorulan soru ile temessül bahsinin alakasını izah eder misiniz? Bu derin hakikati özetler misiniz?
"Eğer sen vücûdundaki o zerreleri, Kadîr-i Ezelî'nin kanunuyla hareket eden küçük me'murları veya bir ordusu; veya kalem-i kaderin uçları; her bir zerre bir kalem ucu veya kalem-i kudretin noktaları; ve her bir zerre bir nokta olduğunu kabûl etmezsen; o vakit senin vücûdunda çalışan her bir zerreye öyle bir göz lâzım ki; senin mecmû'-u cesedin her tarafını görmekle beraber, münâsebetdâr olduğun bütün kâinâtı dahi görecek bir göz ve bütün senin mâzî ve müstakbelin ve nesil ve aslın ve anâsırının menba'larını ve rızkının ma'denlerini bilecek, tanıyacak yüz dâhî kadar bir akıl vermek lâzım gelir". burada rızkının madenleri ile kastedilen nedir?
Zelzelenin manevi sebeplerini ve neticelerini görmeyip sadece bir madenin maksatsız tasadüfi ve tabii neticesi olarak görmenin bir hakikatı var mıdır?
"Hem, bununla beraber, Hâlık-ı Zülcelâl her şeye yakın olduğu halde, yetmiş bine yakın nuranî perdeleri vardır." Yetmiş bine yakın nurani perdelerden maksat nedir?
Nefsimi nasıl terbiye edebilirim?
Ben yirmili yaşlarda bir gencim. İmani olarak (namaz , kur-an okumak ,cevşen okumak , risale-i nur yazısı ... ) gibi işlerde belirli bir süre aksatmadan çok güzel bir şekilde devam ediyor iken aradan fazla bir süre geçmeden imanımda zayıflama, çok fazla günahlara ve haramlara dalma, malayani işlerde çok vakit geçirmek gibi bir durum meydana geliyor. Ben bu durumdan nasıl kurtulabilirim? Imanımı nasıl zinde tutabilirim? İmani işleri nasıl sürekli kılabilirim? İstikameti nasıl muhafaza edebilirim?
"Çünkü, Sâni-i Hakîm, fenn-i kimyada aşk-ı kimyevî tabir edilen bir münasebet-i şedideyi, müvellidülhumuza ile karbona vermiş ki, o iki unsur birbirine yakın olduğu vakit, o kanun-u İlâhî ile o iki unsur imtizaç ederler. Fennen sabittir ki, imtizaçtan hararet hasıl olur. Çünkü imtizaç bir nevi ihtiraktır. Şu sırrın hikmeti budur ki: O iki unsurun, herbirisinin zerrelerinin ayrı ayrı hareketleri var. İmtizaç vaktinde her iki zerre, yani onun zerresi bunun zerresiyle imtizaç eder, birtek hareketle hareket eder, bir hareket muallâk kalır. Çünkü imtizaçtan evvel iki hareket idi. Şimdi iki zerre bir oldu; her iki zerre, bir zerre hükmünde bir hareket aldı. Diğer hareket, Sâni-i Hakîmin bir kanunuyla hararete inkılâb eder. Zaten “Hareket harareti tevlid eder” bir kanun-u mukarreredir." Harareti anlayamadım izah eder misiniz?
29. Söz'de, Allah-ü Teala'nın kainatta zıdları, şer ve hayırları karıştırarak; kainatı tebeddül ve tağayyur (değişme ve başkalaşma) kanununa, tahavvül ve tekemmül (halden hale geçme ve olgunlaşma) düsturuna tabi kıldığını söylüyor. Zıtların birbirine karıştırılmasıyla, kainatın değişim kanununa tabi olmasının ilgisini açıklayabilir misiniz?
Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.
Zulme rıza göstermemeyi emreden “Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size dokunur” ayetini hatırlatıp lütufla hakka çağırınız. Kudüs'teki Mescid-i Aksa, Kur'ân'da mübarek kılındığı, ilk kıble, mirac ve Hz. Peygamber'in namaz kıldırdığı ikinci mâbed olduğu için Müslümanlar için çok kutsaldır. Zulüm altındaki kardeşlerimize hem maddî-mânâvî destek olun, hem dua ordusu olarak arkalarında durun; Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için gayret ediniz.
SİYER VE HADİS-İ ŞERİF
TARİHÇE-İ HAYAT
RİSALE-İ NUR
FIKIH VE İBADET