20. Mektub'un 2. Makamında Bediüzzaman Hazretleri لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللَّهُ diye devam eden cümle-i tevhidiyeyi izah ediyor. Ve başında "muhtasar bir işarettir" diyor. Birinci makam olan 10. Hüccet-i İmaniye daha kısa olduğu halde neden böyle bir ibare kullanıyor? Bu iki makamın birbirinden farkları nelerdir? Kısaca bilgi verir misiniz?
Tesbihata geçmeden evvel yapılması gereken bazı şeyler var. Bunlar Ayetel Kürsiyi okumak, üfürmek ve aradaki tevhidle ve Cenabı Hakkı takdis ve tahmidle ilgili sözler söyleyip üflüyoruz. Bu neye dayanıyor. Sünnette mi böyle, yoksa alimlerin içtihadı mı var. Ve bu şekilde yapmadan tesbihata geçilse olur mu?
"Gördü ki, isti‘dâdları gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve muhâlif olan umum istikametli ve nûrlu akılların îmân ve tevhîddeki ittisâfkârâne ve râsihâne i‘tikādları, tevâfuk; ve sebatkârâne ve mutmainâne kanâat ve yakînleri tetâbuk ediyor. Demek tebeddül etmeyen bir hakîkate dayanıp bağlanmışlar. Ve kökleri metîn bir hakîkate girmiş, kopmuyor. Öyle ise, bunların nokta-i îmâniyede ve ...
"Demek esbâbın te’sîri yok. Müsebbibü’l-esbâbdan başka bir melce’ olamadığını aynelyakîn gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nûr-u tevhîd içinde inkişâf ettiği için, şu münâcât birdenbire geceyi, denizi, hûtu musahhar etmiştir."(Lemalar)
Bu cümlede geçen sebeplerin tesirinin olmaması ve müsebbibul esbap tabirlerini açıklayabilir misiniz?
" اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقِيمَ" ayetinin, hüccet-i tevhide ve bir ders-i hikmete ve bir tâlim-i ahlâka işaret etmesini izah eder misiniz?
"Hem tevhîdin sırrıyla, şecere-i hilkatin meyveleri olan zîhayatta bir şahsiyet-i İlâhiye ve bir ehadiyet-i Rabbâniye ve sıfât-ı seb‘aca ma‘nevî bir sîmâ-yı Rahmânî ve bir temerküz-ü esmâ ve اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ deki hitâba muhâtab olan zâtın bir cilve-i taayyünü ve teşahhusu tezâhür eder. Yoksa o şahsiyetin ve o ehadiyetin ve o sîmânın ve o taayyünün cilvesi inbisât ederek kâi...
İnsan âciz ve fakir olduğu halde, âczi ve fakri nasıl ona şefaatçi olabilir?
13. lemanın 4. işaretinde; adem şerr-i mahz, ve vucud hayr-ı mahz olduğu ifade ediliyor.Bunun ne demek olduğunu izah eder misiniz? Bir de
risalenin konusu olan şeytanla nasıl bağlantı kurabiliriz?
"Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilat ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilata geçme. Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilatında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, ...
Cennet ve cehennem hakkındaki bilgiler doğru mu?