Gençlik Rehberinin ilk kısmında haram lezzette bin elem olduğu geçiyor. Daha once bahsedilen 3. yoldakiler için gayri meşru lezzetlerin içinde nasıl bin elem oluyor?
" Acaba yüzde bir ihtimâl-i helâket bulunan bir tehlike yolunda gitmemek için, bir tek muhbirin sözü nazara alınsa; ve onun sözünü dinlemeyip o yolda giden adamın endîşe-i helâketten gelen elem-i ma‘nevî, onun yemek iştihâsını kaçırdığı halde, böyle yüz binler sâdık ve musaddak muhbirlerin yüzde yüz ihtimâl ile dalâlet ve sefâhet, göz önündeki kabir darağacına ve ebedî haps-i münferidine kat‘î sebeb olduğunu; ve îmân ve ubûdiyet yüzde yüz ihtimâl ile o darağacını kaldırıp, o haps-i münferidi kapatıp, şu göz önündeki kabri, bir hazîne-i ebediyeye, bir sarây-ı saadete açılan bir kapıya çeviriyor, diye ihbâr eden ve emârelerini ve âsârlarını gösterdikleri halde, bu acîb ve garib ve dehşetli ve azametli mes’ele karşısında bulunan bîçâre insan ve bâhusus Müslüman, eğer îmân ve ubûdiyeti olmazsa, bütün dünya saltanatı ve lezzeti bir tek insana verilse, acaba o göz önündeki, her vakit oraya çağrılmasına nöbetini bekleyen bir insana verdiği o endişeden gelen elîm elemi kaldırabilir mi? Sizden soruyorum.
Madem ihtiyârlık, hastalık, musibet ve her tarafta vefeyâtlar o dehşetli elemi deşiyorlar ve ihtâr ediyorlar. Elbette o ehl-i dalâlet ve sefâhet yüz bin lezzeti ve zevki alsa da, yine o ma‘nevî bir cehennem kalbinde yaşar ve yakar. Fakat pek kalın gaflet sersemliği muvakkaten hissettirmez."
Yukardaki ifadeye binaen, gelecekte ne olacak endişesi, duyduğu cehennemin gerçek olma ihtimali ve bunlara karşı iman gibi bir dayanağının olmaması o lezzetlere çok elemler katar.
Bir de bu bin tabiri çokluktan kinayedir.