Bediüzzaman Hazretleri'nin sakal bırakmamasının sebebi nedir? Neden Nur talebelerinin çoğunluğu sakal bırakmıyorlar?
Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Emirdağ Lahikası'nda neden sakal bırakmadığını şöyle izah ediyor:
"Risale-i Nur'un nurlarına perde çekmek, intişarına rekabet etmek için derler: "Said …sakal bırakmıyor" gibi tenkidleri var.
Elcevab: Ben, çok kusurları kabul ile beraber derim: Bu … mes'elede büyük mazeretlerim var….
Sakal mes'elesi ise: Bu bir sünnettir, hocalara mahsus değil. Bu millette yüzde doksan sakalsız olanların içinde küçükten beri sakalsız bulundum. Bu yirmi senedir bana resmî hücumlarda bazı arkadaşlarımın sakallarını kestirmeleriyle, benim sakal bırakmadığım bir hikmet, bir inayet-i İlahiye olduğunu isbat etti. Eğer sakal olsaydı traş edilseydi, Risale-i Nur'a büyük bir zarardı. Çünki ölecektim, dayanamayacaktım.
Bazı âlimler "Sakalı traş etmek caiz değildir" demişler. Muradları sakalı bıraktıktan sonra traş etmek haramdır demektir. Yoksa hiç bırakmayan, bir sünneti terketmiş olur. Fakat bu zamanda, dehşetli pek çok günah-ı kebireden çekinmek için, bu terk-i sünnete mukabil, Risale-i Nur'un irşadıyla, yirmi sene haps-i münferid hükmünde işkenceli bir hayat geçirdik; inşâallah o sünnetin terkine bir keffarettir.” (Emirdağ Lahikası 1, 48)
Bununla beraber Nur Talebeleri sakal bırakmıyorlar değil. Sosyal hayatın içinde sakal sünneti bazı yönlerden iman hizmeti yapabilmeyi engellemesin, ön yargılara sebeb olmasın diye gençler erteliyorlar. Yani bu zamanda çok büyük bir farz olan iman hizmetinin daha iyi yapılabilmesi adına o sünneti erteliyorlar.
Bununla birlikte sakalı yasaklamıyorlar da...Dileyen bırakabiliyor. Hususen yaşlı Nur talebeleri bıraktığı gibi, bırakmaları da tavsiye olunuyor.
Bazılarının bunu çok büyük bir kusur gibi algılamaları sakalı farz zannetmelerinden kaynaklanıyor. Halbuki yukarıda Üstadın beyan ettiği gibi, sakal bırakmak sünnettir. Nur talebelerinin farzları yaşamalarını, takva üzere hayat sürmelerini ve imana hizmet etmelerini bir tarafa bırakıp, hizmet gerekçesiyle bir sünneti tehir etmelerini dillerine dolayanlar İslam ahlakına ve kardeşliğine uygun davranmış olmuyorlar.
Dinsizilerin bütün müslümanları bölmeye çalıştığı böyle bir asırda, hepimizin, böyle birbirinin kusurunu aramak tavrını terk ederek bütün ehl-i iman ile samimi kardeşler olmamız elzemdir.