"Bu ifadenizin gerçeği yansıtmadığını ve şahsi bir yorumlama olduğunu söylüyorum." diyorsunuz.
Öncelikle şunu bilin ki, bu görüş, ehliyle istişare edilerek yayınlanmıştır. Ayrıca
Hem sizin beyanınızda tutarsızlık var. Diyorsunuz ki, "bu zamanda unutulmuş bir sünnettir sakal ve ayrıca büyük bir sünnettir." Sonra da diyorsunuz ki, "Üstada uyaraktan bırakmıyorum." Bunu ikisinin toplamından çıkan netice şu:
1- Üstadın unutulan ve büyük olan sünnetleri ihya etmek bir tarafa terk ettiğini ve talebelerini de bu yola sevk ettiğini, (Haşa ki, üstadın tavrı sünnete muhalif olsun)
2- Siz, iman hizmeti için ertelenemeyecek kadar çok büyük sünnet olduğuna emin olduğunuz halde sünneti bırakıp üstada tabi oluyorsunuz. (Yine Haşa ki, üstadın tavrı sünnete muhalif olsun)
Eğer sizin zannınız gibi, Üstad hazretlerinin tek gerekçesi tıraş edilse yaşayamayacağı olsa idi Osmanlı döneminde 25 - 30 sene neden bırakmadı? ve talebelerine, "Siz benim gibi değilsiniz. Bu büyük sünneti ihya edin" diye neden emretmedi?
Diğer bir nokta bu sünnetin unutulduğunu da nereden çıkardınız. Gidin cami cemaatine bakın... Zayıflamak ayrı unutulmak ayrı şeyler.
Ayrıca bu görüşünüze göre askerden sonra bırakmazsanız mesulsünüz.
Şimdi farkediyor musunuz, şahsi ve yetersiz ve çelişkili yorumlarınıza dayanarak bizim istişareli yorumlarımızı çürütmeye kalktığınızı?
Not: Lütfen üslubunuzu değiştirin. Buradaki polemik kokan üslubumuz, sizin üslubunuzdaki polemiğin tatsızlığını size göstermek için idi. Biz hakkımızı helal ediyoruz. Siz de helal edin. Müslümanlar istişarelerini daha kardeşane ve daha incitmeden yapmaları İslam ahlakının bir gereğidir.