Soru

"Cenâb-ı Hakk’ı tanıyan ve seven, nihâyetsiz saadete, ni‘mete, envâra, esrâra ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır." Cümlesinin İzahı

Yukarıdaki cümlede bilkuvve ve bilfiil mazhariyeti nasıl anlamalıyız? Kısaca izah eder misiniz?

Tarih: 17.02.2025 11:30:30

Cevap

Cenâb-ı Hakk’ı tanıyan ve seven, nihâyetsiz saadete, ni‘mete, envâra, esrâra ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakîkî tanımayan sevmeyen, nihâyetsiz şekāvete, âlâma, evhâma ma‘nen ve maddeten mübtelâ olur. [1]

"bilkuvve" mazhariyet, Allah'ı tanıma ve sevme istidadına sahip olmaktır. Ancak henüz tam anlamıyla açığa çıkmamış hâlde bulunması manasındadır.

"Bilfiil" mazhariyet ise bu istidadın fiile geçmiş, aktif hâle gelmiş olmasıdır. İnsanın marifetullah nuruyla aydınlanmasıdır.

Yani, Allah'ı tanımaya ve sevmeye bilkuvve mazhariyet, insanın fıtraten Cenâb-ı Hakk’ı tanıyabilecek ve sevebilecek bir yaratılışa sahip olması anlamına gelir. İnsan, aklı ve kalbiyle Allah'ı tanıma ve sevme potansiyelini kendinden barındırır. Bu potansiyelin inkişafı, kişinin iman etmesi, marifetullah yolunda ilerlemesi ve Allah sevgisini kalbinde yeşertmesiyle, manen beslenmesiyle açığa çıkar. Buna da bilfiil denilmektedir.

Ayrıca cümlenin izahı için lüften bakınız:

https://risale.online/soru-cevap/manen-ve-maddeten-muptela


[1] Bediüzzaman Saidi Nursi, Mektubat, Altınbaşak Neşriyat 2011, c.1, s.76


Yorum Yap

Yorumlar