Şakk-ı kamer/Ayın yarılması mucizesinin gerçekleştiğine dair geçmişten günümüze bilimsel veriler var mıdır? Varsa nelerdir? 

Bilim ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, uzay ve gök cisimleri ile ilgili güncel bilgiler de ortaya çıkmaya başlamaktadır. Ay ile ilgili yapılan bir kısım çalışmalar neticesinde bilim insanları, Ay’ın üzerinde yarıklar olduğunu keşfetmişlerdir. Örneğin, Science Dergisi’nde yayımlanan bir makalede Dr. Zuber’in araştırmalarına yer verilmiştir. Buna göre Ay’ın iç yapısı tamamıyla kırık döküktür. İç yapısında kilometrelerce uzunlukta yarıklar olduğuna dair bulgular vardır. Ona göre Ay’ın tümünü çember gibi dolaşan bir kırık vardır ve Ay’ın magmasını dahi kırarak geçmiştir.[1]

Ayrıca yukarıdaki keşiften önce benzeri bir keşif daha yapılmıştı. Buna göre, 4 Mayıs 1967 yılında Florida’daki Cape Kennedy Uzay Üssü’nden fırlatılan Orbiter 4 uydusundan çekilen Ay fotoğrafları çok dikkat çekicidir. Ay’ın Dünya’ya bakan yüzünden görülmeyen diğer yüzü fotoğraflanmış ve 3.000 kilometre mesafeden çekilen yakın plan fotoğraflarıyla Ay yüzeyinin %95’lik bölümü incelenebilmiştir. Buna göre Ay’ı kuşatan, uzunluğu 240 kilometre, genişliği de 8 kilometreyi bulabilen bir yarık tespit edilmiştir. Özel bir sebebe dayandığı düşüncesini uyandıran çatlaklar, Ay’a ilk defa ayak basan astronot Neil Armstrong’un da dikkatini çekmiş ve kendi ifadesiyle onu hayrete düşürmüştür. [2]

İtalyan matematikçi, mühendis ve gökbilimci Jean-Dominique Cassini de Ay hakkında bazı çalışmalar yapmıştır. Henüz teknoloji bu kadar ilerlemeden ve fotoğraf makineleri henüz uzay ile ilgili fotoğraflar çekmeden çok daha önce Ay’da bir yarıktan bahseden ilk kişi odur. Buna göre Cassini’nin üç buçuk asır önce çizdiği ve bilim adamları tarafından çok önemli bir çalışma olarak kabul edilen Ay haritası günümüzde de aynı önemini korumaktadır. Birçok ders kitaplarında bulunan bu harita, Ay yarılmasına işaret eden ilk bilimsel çalışma olarak dikkatlere çarpmaktadır. Buna göre bu çizilen Ay haritasında, cetvelle çizilmiş gibi düzgün Ay yüzeyini tamamen çevreleyen bir çizgi görülmektedir. Güncel verilerle de uyuşan bu harita ve üzerinde bulunan bu yarık çizgisi, Şakk-ı Kamer hadisesini akıllara getirmektedir.

Buna benzer bir veri de Sputnik adı verilen uydulardan alınmıştır. Bu görsellere göre de Ay’ın tam ortasında yukarıdan aşağı doğru gelen bir çatlak ile karşılaşılmaktadır. Amerikalılar bu çatlağa “Radley Rille” adını vermişlerdir. Bu çatlakla alakalı olarak “Apollo-15” ile gerçekleştirilen çalışmalar derinlik kazanmaktadır. 29 Temmuz 1971’de The Guardian adlı günlük İngiliz gazetesinde yayımlanan haber büyük bir korkuya sebep olmuştur. [3]

Meşhur astronomi bilimcisi Fransız astronom Lefrançois de Lalande, Ay’ın geçmiş hareketlerini incelerken “Şakk-ı Kamer” mucizesinin doğruluğunu kabul etmek zorunda kalmıştır.

Bu mucize ile ilgili İslam kaynakları dışında bir tarihi bilgi de Hindistan kaynaklarında zikredilmektedir. Bu bilgilere göre, Ay’ın yarılması mucizesi Dhar kentinin kralı Raja Bjoh ve halkı tarafından bütün detaylarıyla takip edilmiştir. Chamai Nehri kıyısında bulunan kasrının balkonunda Ay’ın ikiye yarıldığını gören kral Raja Bjoh, Dünya’nın sonunun geldiğini sanarak büyük bir korkuya kapılmıştır. İlerleyen günlerde bu olayın Arabistan’da zuhur ettiğini duymuş ve Peygamberin bir mucizesi olabileceğini tahmin ederek vezirini Mekke’ye göndermiştir. Raja’nın veziri Hz. Muhammed ile görüşmüş ve Şakku’l-Kamer mucizesinin onun nübüvvetine dair bir mucize olduğunu anlayarak İslamiyet’i seçmiştir.[4] Hükümdarın torunları olan bu Müslüman kavim Bjohzadeler, Hindistan’daki Dhar şehrinin hemen dışında ikamet etmektedirler.

Yine Hindistan’ın tarihi el yazmalarında, Malabar tarihinde de bu olay kaydedilmiştir.[5] Buna göre, Chakrawarti Farmas adlı bir kral, Ay’ın ayrılışını bizzat gördüğünü iddia etmiştir. Bunun üzerine bu kral, İslamiyet’e girmek için Arabistan’a gelmiş ve dönüş yolundayken Yemen’in Zafâr kentinden geçerken vefat etmiştir. Bu bilgi, bir Hint tarihi el yazmasında da kayıtlıdır.[6]

Tarihi bilgilere göre bu hadiseyi gören sadece Kral Raja ve saraydakiler değildir. Hindistan halkının da olaya şahit olduğu aktarılmaktadır. Zira mucizenin gerçekleştiği tarih, ilerleyen vakitlerde başlangıç yılı olarak kabul edilmiştir. Örneğin, bu ülkede ele geçirilen tarihi bir heykelde “Ay’ın ikiye yarıldığı senede yapılmıştır” notu bulunmaktadır. Bu durum, bazı müfessirler tarafından önemli bir delil olarak kaynaklara geçmiştir.[7]

“Bu parça Süeda yayınlarında yayımlanan Abdulkadir Ertaş’ın “Risale-i Nurda İsra, Mirac ve Şakk-ı Kamer” adlı eserinden alınmıştır.”