Bakara suresi 18 ve 171 de manen sağır dilsiz ve körlerden yani inançsızlardan bahsediliyor. Buna göre manen sağır kör ve dilsiz olan biri İslama dönemez. Ama sonradan İslama dönen inançsızlar var bunu nasıl degerlendirmeli?
Bakara 10 da münafıkların kalplerinde şüphe hastalığı olduğundan bahsediliyor... Bu hastalık yaratılıştan mı onlarda vardır, yoksa onlar mı kendilerini hasta etmişlerdir? Onlar kendilerini hasta etmişlerse bu süreç nasıl olmuştur? Eğer sonradan kendileri kalplerini hasta etmiştir dersek, henüz ortada İslam yoktu ki onlar bunu kabul etmeyerek kendilerini hasta etsinler?
Münafık özeliklerini taşıyan bir kimse nasıl tövbe etmelidir nasıl kurtulmalıdır?
Kastamonu lahikasinda Hz Ali'nin iki defa sırran beyeneten sırran tenevverat demesine binaen Bediüzzaman üstadın her vakit tam ihtiyat ve tam sakınmak vaziyetini muhafaza etmekle mükellefiz demesinde ihtiyatlı olmayı nasıl anlamamız gerekiyor? Üstadın yaşadığı dönemdeki tazyikatlar için mi geçerli, günümüze işaret eden bir yönü var mı? Devamında muhtelif tabakalardaki talebelerin vaziyetleri ehemm...
Rabbimiz çok merhametlidir. Ayetlerde açıkça bize bunu söylemektedir. Peki affedilmeyen günahlar var mıdır? Hangi günahlar affedilmez?
"akıl ve nakil tearuz ettikleri(birbirine zıt oldukları) vakitte, akıl asıl itibar ve nakil tevil olunur." üstadın bu ifadelerini izah edermisiniz?
Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, kâfirlerin ta kendileridir ayetini açıklar mısınız?Burda Hükmetmekten
kasıt nedir?
Evlâd, anne ve babasının günahının bedelini öder mi? Çevremde çok söyleniyor; birinin çocuğu olmazsa anne babanın adına çok tövbe et, sadaka ver hatta kurban kestir diyorlar. Ya da başkasının evladı asiyse onlara aynı tavsiyelerde bulunuyorlar, duası kabul olmuyorsa yani ne sıkıntı varsa bunlara bağlayıp yapanın sıkıntıdan kurtulduğunu söylüyorlar, hatta dedesinin kaç kuşak ötesinin günahı o evlad...
Bediüzzaman Hazretleri bu asrın müceddidi olabilir. Veya Risale bizim için daimi bir kaynak olabilir. Peki Risale bu konu hakkında ne diyor? Üstad Hz.Mehdi'nin bir kişi'den ibaret olamayacağını söylüyor. Ama Hadislerde ise Hz.Mehdi ile ilgili şahsi kişilik olarak bilgiler veriyor. Mesela Medine de zuhuru gibi vs. Burada üstadın dediği Hadislere ters düşmüyormu ve bunu nasıl yorumlamalıyız?
Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerinin Kastamonu'da çektiği sıkıntılar nelerdir? Ne gibi saldırılara maruz kalmıştır?