Soru

Kötü Alimler(Ulema-i Su)

"Şüphesiz ahirzamanın azgınları o âlimlerdir ki ağızlarını tatlandırdılar. Sonra hevalarına tabi olmaya yöneldiler. İlmi sevap isteyerek okumadılar. Ancak dünyada kolaylık için okudular. Onları mal ile genişlemiş ve karınlarını haram ile doldurmuş görürsün. Bu yüzden (onlar yüzünden) insanları zillette bulursun. Zira alimin kayması bin kaymaya bedeldir. Alimin musibeti ilmiyle amel etmediği zamandır." Ercüze kasidesinde böylesine dehşetli bir bölüm var. Fakat osmanlıca Sikke-i Tasdik-i Gaybi de, "O bidalar ve acemi ve ecnebi hurufunun intişarı zamanı olan o ahir zamanın fena ademleri, bir kısım ulemayı suu dur ki" diye tabir geçiyor. Acaba burada bahsedilen kötü alimler kimlerdir? Ulema-i su hakkında bilgi veriri misiniz?

Tarih: 11.11.2012 20:04:33
Okunma: 12414

Cevap

Ulema-is'su, ilim sahibi olmakla birlikte bu ilmini Allah için ve O'nun yolunda değil de dünyalık menfaatlar, makam, mevki için öğrenen ve yine dünyalık için kullanan ve insanları sırat-ı müstakimden saptıran kimselerdir. Bundan dolayı haramlara ve bidatlara fetva veren ve taraftar olan alimlerin hepsi buna dahildir. Bu tarz insanlar her zaman olmuştur ve olacaktır. Tarihte meşhur Belam ibni Baura gibi Hindistanda bir zaman hüküm süren Ekber Şahın Alim bozuntuları gibi şahıslar bunlara birer örnektir. Üstadımız zamanında ve şimdi de bidalara ve haramlara taraftar olan ve fetva verenlerin hepsini buna dahil edebiliriz.

"(Ey Resûlüm!) Onlara (o yahudilere) şu kimsenin haberini de oku ki, kendisine âyetlerimizi verdik de (o inkâr ederek) onlardan sıyrılıp çıktı; bunun üzerine şeytan onu peşine taktı; böylece azgınlardan oldu.

Hâlbuki dileseydik onu onlarla (verdiğimiz âyetlerle) elbette yükseltirdik; fakat o, dünyaya meyletti ve nefsinin arzusuna uydu. İşte onun misâli, köpeğin misâli gibidir! Üzerine varsan da dilini çıkarıp solur, onu bıraksan da dilini çıkarıp solur! İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin misâli budur! Artık bu kıssayı (onlara) anlat; tâ ki düşünsünler."(A'raf,175-176)

"Bu şahıs, İsrâiloğulları âlimlerinden Bel‘am bin Baûra’dır. Mukaddes topraklara girmek husûsunda Mûsâ (as)’a muhâlefet ederek, zorba hükümdarlara yardımda bulunmuştu." (Celâleyn Şerhi, c. 3, 142)

"Bunun Hz. Musa zamanında İsrailoğulları âlimlerinden Bel'am b. Ebr veya Ken'anîler'den Bel'am b. Baura namında birisi olduğuna veya Araplar'dan Ümeyye b. Ebissalti Sakafî hakkında nazil olduğuna dair bir kaç rivayet vardır. Bel'am'ın bazı ilâhî kitaplara bilgisi vardı, duası makbul bir veli iken Arz-ı Mukaddes'e girme meselesinde Hz. Musa'nın veya Yuşa'nın aksine dünya sevgisi ile zorbalara arka çıkmıştı. Ümeyye b. Ebissalt da bazı din kitaplarını okumuş ve bir peygamberin geleceğine inanmıştı, o gelecek peygamberin kendisi olması ümidine kapılmıştı. O sırada Hz. Muhammed'e peygamberlik verilince hasedinden dolayı küfre sapmıştır. Diyebiliriz ki, asıl kıssa Bel'am olduğu halde nüzul sebebi Ümeyye olmuştur. Fakat âyet şunu gösteriyor ki, kıssadan maksat herhangi bir şahsın tarifi değil, onun halini dile getirmek ve karakterini söz konusu etmektir. Madem ki, o heva ve hevesine uydu, dinden sıyrılıp çıktı ve insanlık bakımından alçaldı, işte artık onun temsili bir köpek temsili gibidir, sen onu sevketsen de kehler, bıraksan da kehler, yani onu yorsan da dilini çıkarıp solur, kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur, hiçbir zaman ıstıraptan, acıdan kurtulamaz. Köpeğin en aşağılık hali de başka hiçbir hayvanda bulunmayan bu soluyuştur. İşte o kimsenin halindeki düşüş, köpeğin mesel olmuş olan bu aşağılık hali gibidir. Yani alçalmanın en son kertesidir. "Onları uyarsan da, uyarmasan da birdir." (Bakara, 2/5)."(Elmalı Tefsiri)

Ka’b b. Malik (ra)ın oğlu babasından Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:“Kim ilmi, sırf alimlere karşı tartışmak ve övünmek, cahillerle münakaşa etmek (onları susturup ilmini göstermek) ve insanların teveccühünü kazanmak için öğrenirse, Allah onu cehenneme koyar.” (Tirmizi)

Abdullah b. Ömer  (ra) Peygamberimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:“Kim ilmi Allah’dan başkası için öğrenir, Allah’dan başkasını isterse ateşteki yerini hazırlasın.” (Tirmizi)

Sikke-i Tasdik-i Gaybi mecmuasında 18. Lemada şöyle geçer: “O bid‘alar ve acemî ve ecnebî hurûfunun intişârı zamanı olan o âhirzamanın fenâ adamları bir kısım ulemâü’s-sû’dur ki, hırs sebebiyle batınlarını(karınlarını) haramla doldurmak için bid‘alara yardım edenler ve fetvâ verenlerdir.” 


Yorum Yap

Yorumlar