ir kısım efradını altıncı asır ile on dördüncü asır,
Sekizinci Lema'da geçen bu kısmı devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Sekizinci Lema'da geçen bu kısmı devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Bediüzzaman hazretleri 1. Şua da, Bakara Suresi 29. Ayeti açıklarken "İslam için en dehşetli asır 13. Asrın ahiri 14. asır" diyor. Bu vakitler neye işarettir?
Bu asırda İslamları perişan eden, modernizim,
Sekizinci Lema'da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Emirdağ Lahikası'nda geçen; "Evvelki asırlarda meşkük ve şüpheli bırakdırılmış
pek çok ayetinde, indiği asırdan bu zamana kadar, onun
Hem bu zamana kadar asırlardır nasıl muhafaza edilmiştir?
tebeddül eder. Öyle de, asırlara göre şeriatlar değişir, milletlerin
bir ma'nâ küllîdir. Her asırda efradı bulunur.” Demiştir
Sünnet-i seniyeyi güncellememiz gerekiyor. Hz peygamber bu asırda gelseydi misvak, sarık.. vs sünnet olmazdı tarzı ifadelerle karşılaşıyoruz. Bu hususta bilgilendirebilir misiniz?
seneler ve saatlerini gösteren asırlar ve günlerini bildiren devirler
Allahın çok büyük merhamet sahibi olduğunu biliyoruz. Ama bu kadar merhamet sahibi Rabbimiz nasıl olur da inanmayan birini sırf inanmıyor diye asırlarca binlerce yıllar boyu değil, sonsuza kadar cehenneme atacaktır?
Gözler ile kulakların hakim olduğu bu asırda: Gözler akıllara, kulaklar kalplere perde olmuş.Sadece seyrediyor, yanlızca işitiyoruz. Gözün akla muhtaç, sözün kalbe müştak olduğunu nasıl idrak edeceğiz?
ifrat ettikleri için, her asırda zillet ve meskenet tokadını
Bu asırda bazı insanlar Risale-i Nur Kuran-ı Kerim'in önüne geçirildiğini idda ediyor. (haşa) Bununla ilgili bu insanlara karşı cevabımız ve uslubumuz nasıl olmalı?
19. Mektub'un “On Dokuzuncu Nükteli İşaret'ini” cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un "On İkinci İşareti'ni" cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un "Dokuzuncu İşareti'ni" cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un "Sekizinci İşareti'ni" cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un "Dördüncü Nükteli İşareti'ni" cümle cümle izah eder misiniz?
1. Risale-i Nur Külliyatı'nın İslam düşünce tarihi içindeki yeri ve önemi nasıl değerlendirilmelidir? Klasik kelâm ve tefsir geleneklerinden hangi yönleriyle ayrılır, hangi yönleriyle onları tamamlar? 2. “İmam Gazâlî'den bu yana telif edilen yegâne özgün eser Risale-i Nur'dur, diğer eserlerin tamamı şerh ve izah mahiyetindedir.” şeklindeki bir ifade ne derece doğrudur? Bu yaklaşım hangi açılardan eleştirilebilir veya desteklenebilir? 3. Bediüzzaman Said Nursî'nin ve Risale-i Nur'un, önceki İslam alimlerinden ve geleneksel eserlerden ayrılan temel farkları ve üstün yönleri nelerdir? Bu farklar çağımızın imanî ve fikrî problemlerine nasıl çözümler sunmaktadır?
Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.
Zulme rıza göstermemeyi emreden “Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş size dokunur” ayetini hatırlatıp lütufla hakka çağırınız. Kudüs'teki Mescid-i Aksa, Kur'ân'da mübarek kılındığı, ilk kıble, mirac ve Hz. Peygamber'in namaz kıldırdığı ikinci mâbed olduğu için Müslümanlar için çok kutsaldır. Zulüm altındaki kardeşlerimize hem maddî-mânâvî destek olun, hem dua ordusu olarak arkalarında durun; Mescid-i Aksa'nın özgürlüğü için gayret ediniz.