Kurandaki Emir Ve Nehiy Bildiren Ayetlerdeki Belagat
ve nehiy bildiren ayetlerde belagat, fesahat, cezalet gibi mucizevi
ve nehiy bildiren ayetlerde belagat, fesahat, cezalet gibi mucizevi
"Derece-i i'câzda belâgat-i Kur'âniyedir. O belâgat ise, nazmın cezâletinden ve hüsn-ü metânetinden; ve üslûblarının bedâatinden, garib ve müstahsenliğinden; ve beyânının berâetinden, fâik ve safvetinden; ve maânîsinin kuvvet ve hakkāniyetinden; ve lafzının fesâhatinden, selâsetinden tevellüd eden bir belâgat-i hârikulâdedir ki, benî-Âdemin en dâhî edîblerini, en hârika hatîblerini, en mütebahhir ulemâsını muârazaya da'vet edip, bin üç yüz senedir meydan okuyor. Onların damarlarına şiddetle dokunuyor. Muârazaya da'vet ettiği halde, kibir ve gururlarından başını semâvâta vuran o dâhîler, ona muâraza için ağız açamayıp kemâl-i zilletle boyun eğdiler." (25. Söz) İzah eder misiniz?
"Ey arkadaş, şu هُدًى لِلْمُتَّقِينَ cümlesindeki nur-u belâgat ve hüsn-ü kelâm, dört noktadan tezahür etmiştir. 1. Bu cümlede “mübteda” mahzuftur. Bu hazf, cümleyi teşkil eden “mübteda” ile “haber” arasındaki ittihad öyle bir dereceye varmış ki, sanki “mübteda” hazf olmayıp haberin içerisine girmiş. Haricen ikisi müttehid oldukları gibi, zihnen de müttehid olduklarına işarettir. 2. 1 هَادِى yerinde 2 هُدًى yani, ism-i fâil mevkiinde masdarın kullanılması, tecessüm eden nur-u hidayetten cevher-i Kur'ân'ın husule geldiğine işarettir. 3. هُدًى 'deki tenvin-i tenkirden anlaşılıyor ki, hidayet-i Kur'ân öyle ince bir dereceye varmıştır ki, hakikatı idrak edilemez ve öyle geniş bir sahayı işgal etmiştir ki, ihatası ilmen kabil değildir. Çünkü, “ma'rife”nin zıddı olan “nekre,” ya şiddet-i hafâdan olur veya kesret-i zuhurdan neş'et eder. Buna binaendir ki, “Tenkir bazan tahkiri, bazan tâzimi ifade eder” denilmiştir. 4. Müteaddit kelimelere bedel ism-i fâil sigasıyla ihtiyar edilen 3 مُتَّقِينَ kelimesiyle yapılan îcaz, hidayetin semeresine ve tesirine işaret olduğu gibi, hidayetin vücuduna da bir delil-i innîdir." Burayı açıklar mısınız?
İşaratül İcaz Eserinin 12. sayfasında geçen şu suali ve cevabını kısaca izah eder misiniz? Suâl? Rahmân büyük ni'metlere, Rahîm küçük ni'metlere delâlet ettikleri cihetle, Rahîm'in Rahmân'dan sonra zikri, yukarıdan aşağıya inmek ma'nâsına olan san'atü't-tedellî kaidesine dâhildir. Bu ise belâgatçe makbûl değildir.
Hangi tefsir kitaplarını okumalıyız?
19. Mektub'un “On Sekizinci İşaret'inin İkinci Nüktesi'ni” cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un “On Sekizinci İşaret'inin Birinci Nüktesi'ni” cümle cümle izah eder misiniz?
1. Risale-i Nur Külliyatı'nın İslam düşünce tarihi içindeki yeri ve önemi nasıl değerlendirilmelidir? Klasik kelâm ve tefsir geleneklerinden hangi yönleriyle ayrılır, hangi yönleriyle onları tamamlar? 2. “İmam Gazâlî'den bu yana telif edilen yegâne özgün eser Risale-i Nur'dur, diğer eserlerin tamamı şerh ve izah mahiyetindedir.” şeklindeki bir ifade ne derece doğrudur? Bu yaklaşım hangi açılardan eleştirilebilir veya desteklenebilir? 3. Bediüzzaman Said Nursî'nin ve Risale-i Nur'un, önceki İslam alimlerinden ve geleneksel eserlerden ayrılan temel farkları ve üstün yönleri nelerdir? Bu farklar çağımızın imanî ve fikrî problemlerine nasıl çözümler sunmaktadır?
28. Mektub'da ( s. 258) geçen bu kısmı nasıl anlamak gerekir? İzah eder misiniz?
İşaratü'l-İcaz'da geçen bu cümlede "Takdîmiyle hasrı ifade etmek" ne anlama geliyor? İzah eder misiniz?
Kader nedir? Kadere imanı nasıl anlamalıyız? Kaderi kabul etmeyenlere nasıl ispat edebiliriz? Kader hakkında tereddüt ve şüphesi olanlara Risale-i Nur'dan hangi kısımları okumak gerekir? İzah eder misiniz?
Kur'ân ve Peygamber Efendimiz, dört büyük halifeden ve halifelik sıralarından haber vermiş midir?
Mucizenin çeşitlerini sormuştm. Sizde 3'e ayrıldığını söylemişsiniz ve izah etmiştiniz. Bir de mucizeleri, gayesine göre tasnif edenler var. Onu da izah eder misiniz?
Her bir insan kendisini keşfetmek ister. Bu keşfetme iç güdüsü, insanın geninde var yani fıtratında var. Bir insan nasıl doğru sorular sorarak doğruyu ve hakikati bulabilir? Bu noktada sağlam ve doğru rehberler nelerdir?
Kur'an-ı Kerim'in neml suresinde buyurduğu طٰسٓ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْقُرْاٰنِ وَكِتَابٍ مُب۪ينٍۙ apaçık olması veya mübin olmasını nasıl anlamalıyız? Neticede müteşabih ayetler var. Bazı ayetler tefsir ile anlaşılıyor vs. Bu meseleyi izah edebilir misiniz?
Kur'ân'ın Benzerinin İmkânsız Oluşunun Delilleri Nelerdir? İzah Eder misiniz?
"Mesnevî-i Şerîf, şems-i Kur'âniyeden tezâhür eden yedi hakîkatten bir hakîkatin aynası olmuş, kudsî bir şerâfet almış. Mevlevîlerden başka, daha çok ehl-i kalbin lâyemût bir mürşidi olmuş. Öyle de Risâle-i Nûr, şems-i Kur'âniyenin ziyâsındaki elvân-ı seb'ayı ve o güneşteki renk renk ve çeşit çeşit yedi nûru birden aynasında temessül ettirdiğinden, inşâallâh yedi cihetle şerîf ve kudsî; ve yedi Mesnevî kadar ehl-i hakîkate bâkî bir rehber ve lâyemût bir mürşid olacak." 28. Lemada geçen bu kısımda anlatılmak istenilen nedir? Yedi hakikat olarak bahsettiği hakikatler nelerdir ?
Emirdağ Lahikası'nda geçen; "Evvelki asırlarda meşkük ve şüpheli bırakdırılmış veya rumuzlu veya şümüllü veya mecazi yazdırılmış tefsirlerde alınmış değildir." cümlesinde geçen tefsirler hangi tefsirlerdir? Buna örnek ne gösterebiliriz? Ve Neden bıraktırılmış denmiştir?
Risale-i Nur hangi ilimlerden bahseder?
"Arşı ise (daha önce) su üstünde idi." tabiri ile murad nedir.? "Rahman arşa indi(istiva etti)" tabirinden anlaşılması gereken mana nedir?
Mucize ile keramet arasında ne gibi farklar vardır açıklar mısınız?
Elhamdülillah, uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız Hayrat Risale-i Nur mobil uygulaması nihayet sizlerle buluştu. Artık Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî'nin eşsiz külliyatı cebinizde taşıyacağınız bir kütüphane hâline geliyor.
Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.