Allah fetret ehli kullarına necat veriyor. Tüm günahlar ve süfliyata rağmen. Ancak Müslüman toplumlarda doğan kimseler ise çok şeylerle mükellef tutulmalarına rağmen cehennem ihtimalleri var. O zaman ben de şöyle diyebilir miyim; "Ben de fetret ehli olsaydım, İslâmiyet'ten haberim olmasaydı, direk cennete gideridim." Bu tür vesvese ve düşüncelere karşı nasıl cevap verebiliriz?
Bu hadis hangi kaynakda geçiyor? Sahih midir? Sahih ise izah eder misiniz?
Ebu Sa’id el-Hudri (r.a), Hz. Peygamber (s.a.s)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kıyamet günü, şu üç (kısım) kimse Allah’a karşı hüccet getirir: 1) Fetret devrinde (peygamber gönderilmemiş olduğu bir dönemde) yaşamış ve ölüp gitmiş olanlar. Bu kimse, "bana hiçbir peygamber gelmedi. Yoksa kulların içinde sana en it...
Tüm insanlara peygamber gelmiş mi, Kur'an'ı Kerim'deki ayetleri tam olarak nasıl anlayalım. Fetret devri var ve bu insanlara peygamber gelmemiş. Demek tüm insanlara peygamber gelmemiş bunu açıklayabilir misiniz? Kaç kere fetret devri yaşanmış? Yunus suresi 92. ayette firavun bu soruyu Hz musaya soruyor ve Hz Musa Allah biliyor diyor. Bunu da açıklayabilir misiniz?
Firdevs cennetini çok merak ediyorum, sıkça aklıma geliyor, düşünüyorum. Firdevs cennetine talip/aday olmak isteyen bir mümin bu dünyada nasıl yaşaması, hangi amelleri uygulaması ve nelerden sakınması gerekir, bu konu için nasıl bir yol izlemeliyim? Namazdan sonra (Dua'da) Allah'tan Firdevs cennetini nasıl istemeliyiz? Firdevs cennetini istemek için özel bir dua var mıdır?
29. Söz'de geçen şu nükteyi kâinattan örneklerle izah edebilir misiniz? Ayrıca burada en kısa yol, en yakın cihet gibi kavramlar bulunmaktadır. Hâlbuki Allah için uzun-kısa, uzak-yakın yoktur. Bunu nasıl anlamalıyız?
Adıyamanlı rahmetli Mehmet Emin Akbaş isimli Nur Talebesi'nden rivayetle (Allah rahmet eylesin), Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, "resim çektirmek doğru değildir" dediğini işitiyoruz. Bu meselede ölçü nedir.
Allah'ı ve melekleri göremiyoruz. Görmediğimiz şeylere nasıl inanacağız?
"Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir" ve "Bir günaha düşen, günahını gizlesin! Allahü teâlânın örtüsünü onun üzerinde bulundursun!" hadislerinden yola çıkarak eğer bir kişi bize "filanca günahı işledin mi?" diye soru sorar ise hem tevbe ettiğimiz için hem de örtmemiz gerektiği için "Hayır yapmadım" demek yalan söylemek midir? Nasıl cevap verilmelidir?
Peygamber efendimiz için Habibullah ifadesine mukabilen, bizler de onun ümmeti olmamız sebebiyle Allah'ın habibi olabilirmiyiz. Bu ünvan bize de şamil midir?
"Çünki Allah, bir kimseyi eceli geldiği zaman aslâ ertelemez. Ve Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdar olandır." Hafız Ali abinin üstadın yerine vefaat ettiğini biliyoruz. Yukarda geçen ayete göre bunu açıklar mısınız?