Elhamdülillah bizler İslam ile şereflendik, diğer insanlar neden İslam üzerine değil. Acaba ruhlar aleminde verdiğimiz cevaba göre mi dünyaya geliyoruz?
Bu soru bir çok insanın düşüncesini meşgul etmektedir. Hidayeti doğru anlamakla bu problemin çözülebileceğini düşünmekteyiz.
Hidayet, İnsanın hür iradesini kullandıktan sonra Yüce Allah'ın kalpte ihsan ettiği bir nurdur. Hidayette iki önemli esas vardır.
Birincisi: insanın Hidayeti istemesi, yönelmesi, talep etmesi, tercih etmesidir.
İkincisi: Yüce Allah'ın Hidayeti ihsan etmesi, erdirmesidir.
Görüldüğü üzere hidayete gelmek için, işitilen yeterli ve doğru bilgiye karşı insanın tercihini kullanmasıdır. Yani mekan, zaman değil, insanın tercihi asıl sebebtir.
Hz. Peygamberin(sav) amcası Ebu Leheb, hidayeti tercih etmeyip iradesini reddetmek yönünde kullandığı için en yakın iken Müslüman olmadı. Selman-ı Farisi Arap olmadığı halde İslamiyeti kabul etmekle, tercihini bu yolda kullanmakla Hidayete erdi. Bunun tarihte bir çok örnekleri vardır.
Öyle ise hidayet için ana temel esas insanın tercihidir. İşte doğru olarak yeteri ölçüde duyduğu halde tercih etmeyenler hidayete ermemiştir. Hidayete ermeyenler bu konuda tercihlerini olumsuz yönde kullanmışlardır. Haberi olmayanlar hakkında zaten hüküm açıktır. O konumuzun dışındadır.
Ayrıca bakınız.
/soru-cevap/hidayet-allahtan-ise-kulun-sucu-ne
/soru-cevap/kader-insani-mahkum-etmez
/soru-cevap/kaderin-insan-iradesini-iptal-etmemesi
/soru-cevap/kaderle-alakali-bir-soru