Mutlak Yokluk Var mı
Mutlak yokluk var mıdır? İzah eder misiniz?
Mutlak yokluk var mıdır? İzah eder misiniz?
Yokluk âlemi diye bir âlem var mıdır?
"Mümkinat mahiyetlerinin mutlak kemali, mutlak vücuddur. Hususî kemali, istidadlarını kuvveden fiile çıkaran ona mahsus bir vücuddur." (29. Söz) cümlesini izah eder misiniz?
Şu cümleyi izah edebilir misiniz? "Ancak o rahmetin şe'nindendir ki, firâk-ı ebedîyi hicrân-ı lâyezâlîye, hicrân-ı lâyezâlîyi firâk-ı ebedîye ve adem-i mutlakı da her ikisine musallat eder ki, o firâkların, o hicranların kökleri ortadan kalksın."
Derken şeytan ona vesvese verdi: “Ey Âdem! Sana ölümsüzlük ağacına ve yok olmayacak bir mülk üzerine rehberlik edeyim mi?” dedi. Bir peygamber Allah'ın yok etmeyeceğini bilmez mi?
Risale i Nur'da bir çok yerde geçen "Şu halde sen ey mülhid, dalaletin itibariyle ya i'dam-ı ebedî ile ademe düşeceksin veya Cehennem'e gireceksin. Şerr-i mahz olan adem ise, senin bütün sevdiklerin ve saadetleriyle memnun ve bir derece mes'ud olduğun umum akraba ve asl ve neslin seninle beraber i'dam olmasından, binler derece Cehennem'den ziyade senin ruhunu ve kalbini ve mahiyet-i insaniyeni yandırır." gibi azabın en şedidine düşecek olan var mıdır? Süfyan veya deccal gibi şahısların milyonların dalaletine yol açtıkları için ademe düşecek denilebilir mi yoksa vücud dairesinde mi kalacaklar?
Elbette o Kadîr-i Hakîm bu kusursuz kudretiyle, bu noksansız hikmetiyle; nur gibi, esîr gibi ruha yakın ve münasib olan sair seyyalat-ı latîfe maddeleri ihmal edip hayatsız bırakmaz, camid bırakmaz, şuursuz bırakmaz. Belki madde-i nurdan, hattâ zulmetten, hattâ esîr maddesinden, hattâ manalardan, hattâ havadan, hattâ kelimelerden zîhayat, zîşuuru kesretle halkeder ki; hayvanatın pekçok muhtelif ecnasları gibi pekçok muhtelif ruhanî mahlukları, o seyyalat-ı latîfe maddelerinden halkeder. Onların bir kısmı melaike, bir kısmı da ruhanî ve cin ecnaslarıdır. 29 sözde geçen bu metinde; zulmetten, mânâdan, kelimelerden ruhani mahlûkların yaratılması ne demektir, nasıl olur, bilgisine mazhar olabildiğimiz örneği var mıdır? İzah eder misiniz?
Kader ve kudret kelimeleri aynı kökten mi geliyor? Aynı kökten geliyorsa, o zaman nasıl ilmî olabiliyor? Bu iki kavramı birbirinden farklarıyla birlikte izah eder misiniz?
Deizmin iddiaları nelerdir? Bu iddialara Risale-i Nur merkezli olarak nasıl cevap verebiliriz?
20. Mektub'da geçen şu cümleyi izah eder misinzi? Burada kastetilen hayat, varlıkların hayatı mıdır yoksa Allah'ın hayatı mı?
13. Lema'nın 4. İşaretini baştan sona cümle cümle izah eder misiniz?
10. Hüccet-i İmaniye'nin (20. Mektub'un 1. Makamı) 11. Kelimesini izah eder misiniz?
Celali ve Cemali tecelli nedir. Cennette cemali tecelli; cehennemde ise celali tecelli nedir, nasıldır ne anlama geliyor?
Bazıları, 'Ben mi istedim yaratılmayı ve dünyada imtihan olmayı?' diyor. Bunlara nasıl cevap vermeliyiz?
Vücud-u ilmî, vücud-u hâricî, emr-i itibarî, kanun-u emrî, vâcibü'l vücud kelimelerinin ıstılahi manaları nelerdir?
Ne için isteğim dışında bir imtihana tabiyim ve bunun sonucunda ebedi bir cennet ve cehennem var? Bu sorumluluk bana sorulmadan verildi...
"İşte insaniyet ve akıl cihetiyle alâkadar olduğun bütün o seyyar dünyalar ve seyyal kâinatlar, mütemadiyen senin dalaletin suretiyle, senin başına dünya dolusu dehşetli ve hadsiz ölümlerin şiddetli elemlerini yağdırıyor." (Kastamonu lahikası) Burda geçen seyyar dünyalar ve seyyal kainatlar ne demektir? Konuya bağlantılı olarak izah eder misiniz)
Al-i İmran suresi 181-182 ayette Rabbimiz kullarına zülm etmeyeceğini söylüyor. Benim sorum şudur: İnsanın erkek veya kız çocuğunun olmaması ya da hiç çocuklarının olmaması kişinin kendi amelinin cezası mı oluyor?
Elhamdülillah, uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız Hayrat Risale-i Nur mobil uygulaması nihayet sizlerle buluştu. Artık Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî'nin eşsiz külliyatı cebinizde taşıyacağınız bir kütüphane hâline geliyor.
Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.