Hâkimiyet-i mutlaka ve âmiriyet-i küllîye kavramlarını açıklayıp bunları kavramak için örnekler verirmisiniz?
30. Lemadaki Kuddüs bahsinde geçen "Ve o evamir-i tanzifiyeyi yıldızlar, unsurlar, madenler, nebatlar dinledikleri gibi, bütün zerreler dahi dinliyorlar ki, hayret-engiz tahavvülât fırtınaları içinde o zerreler nezafete dikkat ediyorlar." cümlesini izah eder misiniz?
"Sıfat-ı kelâmdan gelen evâmir-i teşriiyeye karşı itaat ve isyan olduğu gibi, sıfat-ı iradeden gelen evâmir-i tekviniyeye karşı da itaat ve isyan vardır. Evvelkide mükâfat ve mücazat galiben âhirette olur; ikincisinde ağlebi dünyada olur." "Hakikat-i İslâmiyetin kuvveti nispetinde, Müslümanlar o kuvvete göre hareket etmeleri derecesinde ehl-i İslâm temeddün edip terakki ettiğini tarih gösteriyor....
"Kur'ân'ı kesinlikle biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız."(Hicr, 15/9) Yine (Habibim ya Muhammed!)Şüphesiz biz sana kevseri verdik.(Kevser,108/1) gibi ayetlerde kullanılan "biz" kelimesinin hikmeti nedir? Neden biz diyor?
La raybe fih zamirinin her iki ihtimaline binaen Kur'an'ın kemalini isnat veya telif eder. Buradaki zamir nedir her iki ihtimali nasıl oluyor?
Arkadaşım araba tamir ediyordu. Ben al da gezelim dedim. Bunun günahı olur mu?
"Keza zalike(ذَلِكَ) zat ile sıfatı gösteren bir işaret olduğu itibariyle hem Kuranın azametine, hem azameti isbat eden sıfat-ı kemâliyeye işaret eder. Zalike(ذَلِكَ), işaret-i hissiyeye mahsus (hususi olma, sat harfi ile) iken, işaret-i akliyede kullanılması, tazim ve ehemmiyeti ifade ettiği gibi, makul olan Kur'an’ı mahsus (his yani beş duyu organına hitap eden, sin harfi ile yazılır) suretinde ...
“Keza zalike’nin “lam” vasıtasıyla ifade ettiği buud Kur’an’ın kemaline delalet eden ulüvv rütbesine işarettir.”(İşaratü'l-İ’caz)
Burada 'zalike' zamiri Kur’an’ın kemaline nasıl işaret ediyor. Cevaplarsanız memnun oluruz?
Amirim parasını verip içki almamı istedi. Bir an içkiyi taşımanın haram olduğunu düşünemedim. Zaten parasını verdi kendisi içecek diye boş bulundum ve aldım. Bir hadis-i şerifte taşıyan da lanetlidir, taşıyan da içenle aynı günahı işlemiştir, yazıyor. Bu hadisleri sonradan gördüm. Yani bilmeden en büyük günahlardan birini işlemiş oldum. Aşırı pişmanım, tövbe ettim. Başka ne yapmam gerekir?
Kastamonu Lahikasındaki bir mektuptaki bazı yerleri sormak istiyorum. Şöyle ki,
1) Hem şimdilik bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşreb ayrı ve bid'atlara müsaid gittiği için... Burda bahsi geçen ulema kimlerdir, meslek ve meşrebleri ayrı ne demektir?
2) Ey kardeşlerim! Mesleğimiz, tecavüz değil, tedafü'dür, hem tahrib değil tamirdir, hem hâkim değiliz mahkûmuz.... virgül ile ayrılan yer...