Arama sonuçları: 251 sonuç bulundu.

Kendi hatamızla sebeb olduğumuz hastalık ve musibetler için de Allah'tan geldi diyebilir miyiz?
Evet, ekseriyet-i mutlaka ile, hayır ve mehâsin ve kemâlât, vücuda istinad eder ve ona râci olur. Sureten menfi ve ademî de olsa, esası sübutîdir ve vücudîdir. Dalâlet ve şer ve musibetler ve mâsiyetler ve belâlar gibi bütün çirkinliklerin esası, mayası ademdir, nefiydir. Onlardaki fenalık ve çirkinlik, ademden geliyor. Çendan suret-i zâhirîde müsbet ve vücudî de görünseler, esası ademdir, nefiydi...
Hz. Eyyüb'ün yaralarından kurtların çıktığı doğru mudur? Bazı hocalar bir peygamberin böyle kötü bir halde bulunmasına Allah nasıl izin verir? Bir peygambere böyle bir musibet yakışmaz diyorlar.
Onbeşinden yukarı olanlar, eğer masum ve mazlum ise, mükâfatı büyüktür; belki onu Cehennem'den kurtarır. Çünki âhirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedî'ye (A.S.M.) bir lâkaydlık perdesi gelmiş ve madem âhirzamanda Hazret-i İsa'nın (A.S.) din-i hakikîsi hükmedecek, İslâmiyetle omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa'ya (A.S.) mensub Hristiy...
“Cebir ve i‘tizâlde birer dâne-i hakîkat bulunur” Ey tâlib-i hakîkat! Mâzîye hem musibet; müstakbel ve ma‘siyet ayrı görür şerîat. Mâzîye, mesâibe nazar olur kadere, söz olur cebriye. Müstakbel ve meâsî, nazar olur teklîfe, söz olur i‘tizâle. İ‘tizâl ile Cebir şurada barışırlar. Şu bâtıl mezheblerde birer dâne-i hakîkat mev­cûd, mündericdir, mahsûs mahalli vardır. Bâtıl olan ta‘mîmdir." (Lemaat) ...
"Şüphesiz ahirzamanın azgınları o âlimlerdir ki ağızlarını tatlandırdılar. Sonra hevalarına tabi olmaya yöneldiler. İlmi sevap isteyerek okumadılar. Ancak dünyada kolaylık için okudular. Onları mal ile genişlemiş ve karınlarını haram ile doldurmuş görürsün. Bu yüzden (onlar yüzünden) insanları zillette bulursun. Zira alimin kayması bin kaymaya bedeldir. Alimin musibeti ilmiyle amel etmediği zamand...
"Hâs dostlarına gelen musibetleri, tokat eseri deyip, hizmet-i Kur’âniyedeki fütûrları cihetinde bir itâb telakkî ediyorsun. Halbuki, sizlere ve hizmet-i Kur’âniyeye hakîkî düşmanlık edenler, selâmette kalıyorlar. Neden dosta tokat oluyor da, düşmana olmuyor?" 10. Lema'nın sonunda yer alan bu suali ve cevabını izah eder misiniz?
Risale i nurda geçen bir bölümde bir gemide dokuz masum bir canı bulunsa o caninin o gemiyi gark etmesi zulümdür. Aynı şekilde dokuz cani bir masum bulunsa da o geminin batırılması aynı zulüm olur ... Risale de umumi musibetlerin insanların ekseriyetinin hatasında ileri geldiğini söylüyor. Umumi musibetlerde bir çok masum, ehli iman da zarar görüyor. O gemi örneği gibi ekseriyetin hatasından dolay...
Şu lem'ada, nev-i beşerin on kısmından bir kısmını teşkil eden musibetzede ve hastalara hakikî bir teselli ve nâfi bir merhem olabilecek Yirmi Beş Devâyı icmâlen beyan ediyoruz. Burada geçen nev-i beşerin on kısmından diğer 9 tanasini söyler misiniz? 
Gelen musibete karşı ilk anda sabır gösterilemezse, sonra sabır gösteremediği için pişman olunursa ne olur?