Soru Sormak ve İman
Şehitlerle ilgili bir büyüğüme soru sordum. "Onlar ölmüyor normalde
Şehitlerle ilgili bir büyüğüme soru sordum. "Onlar ölmüyor normalde
İnsanlar yaratılmadan önce onlara soru sorulduğunu ve insanların imtihanı kabul ettiklerini biliyorum. Öyleyse fetret devrinde yaşayan insanlar neden imtihan dışı kaldılar?
Ebu Hanife ''Fikhu'l-Ekber'' eserinde; "Bilmiyorum, Rabbim semada mı yoksa arzda mıdır?" diyen kimse kâfir olur. Keza "Allah arşın üzerindedir." diyen de; "Bilmiyorum, arşda mı, semada mı; yoksa arzda mıdır?" diyen de böyledir." demektedir? Birisi Allah heryerde mi diye sorar bende ona hakikati yani zamandan ve mekandan münezzeh olduğunu açıklarsam o kimse Allah her yerdemi diye sorduğu için kafir mi olur?
Bir insanın ne zaman ve nasıl öleceği Allah cc tarafından bilindiğine göre onu öldürenin suçu nedir?
Deizmin asıl sorunu olan ''Allah saat gibi kainatı kurdu, sonra kendi haline bıraktı'' görüşüne cevap verir misiniz?
Kişi fitresini gelinine verdikten sonra gelin o parayı ev ihtiyaçları için eşine verebilir mi?
Kardeşimle Ticaret işine girdik. 5 ay oldu ve yaklaşık 40 bin dolar yatırdık. İşimiz, petrol alıp satma işiydi. Ama olaylardan dolayı aldığımız petrolu daha satamadık. 40 bin dolar üzerinden zekat vermem gerekiyor mu? Bir de 5 ay oldu başlayalı, ama daha öncesinden de o para bende duruyordu ama kulanmıyordum. Zekat nasıl hesaplanır?
1. İşaret ilk parağrafta 'hizbüşşeytanın çok defa galebe etmesi...'elcevap kısmında ise, 'pek kuvvetli ehl-i hakka bazen galebe eder' ifadeleri var. Hem çok defa galebe eder diyor; hem bazen galip olur diyor, tezat yok mu nasıl anlamalıyız?
1. Lemada "Lailahe ille ente" neden istikbale bakıyor, "subhaneke" neden dünyamıza bakıyor, "inni küntü minezzalimin" neden nefsimize bakıyor?
25. Söz 2. surette geçen قُلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ'de altı cümle var: "üçü müsbet, üçü menfi. Altı mertebe-i tevhidi ispat etmekle beraber, şirkin altı envâını reddeder. Herbir cümlesi, öteki cümlelere hem delil olur, hem netice olur. Çünkü herbir cümlenin iki mânâsı var. Bir mânâ ile netice olur, bir mânâ ile de delil olur. Demek, Sûre-i İhlâsta otuz Sûre-i İhlâs kadar, muntazam, birbirini ispat eder delillerden mürekkep sûreler vardır." Bu cümleyi açıklar mısınız?
Ben biraz takıntılı bir insanım. Bu yüzden risale okuyordum. Okurken vesveselerimi depreştiren bir yere denk geldim. Bunu sizinle paylaşıp doğrusunu öğrenmek ve rahatlamak istiyorum. 25. Lema 20. devanın sonunda diyor ki : "Bu vehmî hastalık çok devam etse, hakikate inkılâp eder. Vehham ve asabî insanlarda fena bir hastalıktır; habbeyi kubbe yapar, kuvve-i mâneviyesi kırılır. Hususan merhametsiz yarım hekimlere veyahut insafsız doktorlara rast gelse, evhamını daha ziyade tahrik eder. Zengin ise malı gider; yoksa ya aklı gider veya sıhhati gider."Farzedelim ki ben ilerde acaba beyin kanaması geçirirmiyim diye bir vesvesem var. Üstadın yukardaki ifadesine göre ben beyin kanamasını düşüne düşüne sonunda beyin kanaması mı geçiririm? Beyin kanaması geçireceğimi düşünmek benim elimde olan bişey değil. Zaten benim rahatsızlığım bu istemediğim bişeyi düşünmem. Dolayısıyla bu işten kaçışım yok bu şekilde düşündürdüğü için benim rahatsızlığımı azaltmadı artırdı. Belki ben yanlış anlamışımdır. Lütfen yardımcı olun.
İnsan cüz-i ihtiyarîye sahip. Fakat cüz-i ihtiyariyi de insana takan, Rabbimiz Allah. Bunu bize tam olarak mâl edebilecek olan açıklayıcı bir izah yapar mısınız? Mesela insan iki tane yoldan birisini seçer, bu birisini seçtiği yolu cüz-i ihtiyariyesi ile seçer, işte bu konuda seçmeyi dahi yaratan Allah olduğundan dolayı burada bize bütün bütün mâl olan şey nedir?
Şu sorulara kısa kısa cevap verir
İslami olarak mesul olmama, mesala deli olma tam olarak nasıldır, bunun ölçüsü nedir?
"Fakat o şerler ademden geldiklerinden o şerirler hakiki faildirler"(onbirinci mesele) O şerirler hakiki faildirler derken mesuliyet manasında mı deniliyor? Hakiki failler derken ne kastediliyor? Çünkü hayrın da şerrin de yaratıcısı Allah.
Alzheimer geçici hatırlamama ve yaşlık ileri yaşlarda olma 80-90 yaşları üstünde olma dini sorumluluğumuzu dini vazifeleri yapmamızı kaldırır mı?
Bir ateistin sorduğu, herşeyi Allah yarattı ise Haşa Allah'ın kim yarattı sorusuna nasıl cevap verilebilir.
var mıdır? Ahirette ibadetlerden sorumlu tutulacak mıdır? Sonradan şizofren
Çok uzun süredir internette gönderi, video vb. şeyler kaydediyorum. Niyetim ise o paylaşılan şeylerde veya yorumlarda veya paylaşılan şeylerle alakalı olan yerlerde İslam'a aykırı şeyler (küfür, şirk, günah) varsa tebliğ yapmak. Şimdi eğer o kadar şey varsa ben günde 2 saat falan tebliğ yapsam bile hepsinin bitmesi 10 seneyi geçebilir. Ayrıca uyarmam gereken yeni kişiler çıkabilir, önceden uyarmak istediklerim olabilir. Benim bütün o insanlara tebliğ yapmam lazım mı? Böyle bir sorumluluğum bulunuyor mu?
Ben birisi ile karşılaştım, düşünce akışı farklı bir insan. Allah'ın varlığına inanmıyor, farklı pencerelerden bakıp önyargılı davranıyor. "evrenselim diyip tüm evrenin sadece Hz Muhammed (s.a.v.) için var olduğunu söylemez", "Bir tanrı olsa sadece arap kültürüne uygun laflar sarf etmez", "Allah yok (haşa) ve olması için bir sebep de yok" gibi düşünen bir insana nasıl bir cevap verilir?
Müslümanlara bakıp İslam'ı yargılamak ne derece doğrudur?
Elhamdülillah, uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız Hayrat Risale-i Nur mobil uygulaması nihayet sizlerle buluştu. Artık Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî'nin eşsiz külliyatı cebinizde taşıyacağınız bir kütüphane hâline geliyor.
Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.