İslam Hukukunda Zalimlerin Ürünlerini Boykot Etmenin Delilleri
Zalimlerin ürünlerini boykot etmenin İslam hukukundaki delilleri nelerdir? Ayet, hadis ve İslam tarihinden örnekler verir misiniz?
Zalimlerin ürünlerini boykot etmenin İslam hukukundaki delilleri nelerdir? Ayet, hadis ve İslam tarihinden örnekler verir misiniz?
İslami açıdan miras hukuku hakkında ana hatlarıyla kısaca bilgi verebilir misiniz?
İslamda miras bölüşümü erkeğe 2 kadına 1. Ama bu durum erkek evin yükünü yüklenip geçimini sağladığı için diye izah ediliyor. Peki günümüzde bazı erkekler (diyelim ki baba ölmüş) kız kardeşime bakmakla yükümlü değilim deyip (anne yaşlı, kız kardeş bekar) kardeşini çalışmaya zorluyor. Evin gelirini cebine koyuyor. Hatta evlenince karısını zorla çalıştırıp eve ekmek getireceksin diyor. Şimdi bu anlayışta bir erkeğe iki hak vermek yine adalet mi?
"hem bu hizmetteki umum kardeşlerimizin hukukuna tecâvüz, hem hizmet-i Kur'âniyenin hürmetine taarruz, hem hakāik-i îmâniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etmiş oluruz." ifadesini açıklarmısınız
gidecek. Peki buradakilerin hakkı hukuku ne olacak? Allahlın nasıl
nne babanın hakkını ve hukukunu izah eder misiniz?
32. Söz'de izah edilen çocukları, dostları, hayat arkadaşını, peygamberleri, bahar mevsimini, hayatı ve dünyayı Allah hesabına sevmek anlatılıyor. İlgili kısmı kısaca izah eder misini?
İslam kaynaklarının haricinde ve kutsal kitapların dışında Peygamber Efendimizden bahseden ve onu bildiren farklı kaynaklar var mıdır? Olmadığını iddia edenler oluyor.
Diyelim ki 2 adam var. Bunlardan ilki Türkiye gibi çoğunluğu Müslüman bir ülkede doğdu, diğeri de Hıristiyan bir ülkede. Bu iki adamın hayatı da az çok aynı geçti, biri sırf Müslüman bir coğrafyada doğduğu için Müslüman öldü, diğeri ise aynı sebepten ötürü Hıristiyan öldü. İlk adam eninde sonunda cennete gidecek, ikinci adam da ebedi cehenneme gidecek. Ahirette ikinci adamın Allah'a "beni de Müslüman bir ailede dünyaya getirseydin ben de Müslüman olacaktım" deme hakkı yok mu? Bu adaletsizlik değil midir?
Birisi bana, tüm Müslümanlar oruç tutmak zorumdaymış. Biz neden tutmuyoruz diye bir soru sordu. Benim de ağzımdan Müslümanlar oruç tutmak zorunda değil diye bir söz çıktı. Ben şimdi istemeden şirk mi koşmuş oldum?
Gayr-ı mülimlerin yanında çalışmak veya onlara hizmet etmek uygun mudur?
19. Mektub'un “On Dokuzuncu Nükteli İşaret'ini” cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un “On Sekizinci İşaret'inin Üçüncü Nüktesi'ni” cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un “On Sekizinci İşaret'inin Birinci Nüktesi'ni” cümle cümle izah eder misiniz?
19. Mektub'un “On Yedinci İşaret'ini” cümle cümle izah eder misiniz?
Eşitlik ve Adalet kavramlarının tanımları ve birbirlerinden farkları nelerdir? İslamî olarak bunu örnekleriyle beraber izah eder misiniz?
Hilafet nedir? Halifelik Müslümanlar için neden çok önemlidir? Hilafetin kalkmasıyla birlikte Müslümanlar ne gibi sıkıntı ve zorluklar yaşamışlardır?
Devletimizin çıkarmış olduğu kanunların şeriata uygun olup olmadığını nasıl anlarız?
Kişinin kaç yaşından itibaren günahları yazılmaya başlar? Bununla ilgili âyet veya hadis-i şerif var mıdır? Akıl bâliğ olmadan önce işlemiş olduğumuz günahlardan mesul olur muyuz? Mesul olsak veya olmasak Cenab-ı Hak bu günahları işlememize nasıl müsade etti? Bu tarz gelen sorulara nasıl cevap vermeliyiz?
"Evet îmânlı fazîlet; medâr-ı tahakküm olmadığı gibi, sebeb-i istibdâd da olamaz. Tahakküm ve tagallüb etmek, fazîletsizliktir." (Lemalar, 179 ) Bu cümlede geçen "İmanlı fazileti" açabilir misiniz?
Hocam biz biliyoruz ki bizim vazifemiz çalışıp tevekkül etmek. Netice de Rabbimizin vazifesidir. Fakat takıldığım bir nokta var. Ben acaba neticelere müdahale edip etmediğimi nerden anlayacağım? Yani durmam gereken sınır neresidir? Buradaki neticeye müdahale aynı konu üzerine defalarca ısrar etmek diretmek midir? Ya da başka bir şey mi? Bir yol haritası çizer misiniz bana? Tevekkülde sınırım ve ölçüm ne olmalı?
Elhamdülillah, uzun süredir üzerinde titizlikle çalıştığımız Hayrat Risale-i Nur mobil uygulaması nihayet sizlerle buluştu. Artık Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî'nin eşsiz külliyatı cebinizde taşıyacağınız bir kütüphane hâline geliyor.
Bediüzzaman, 1928 inkılâbı sonrası Kur'ân harflerine sadık kalarak Risaleleri el yazısı ve teksirle çoğaltmış; matbada Latin harfli baskıyı yalnızca zaruret ölçüsünde kabul etmiştir.
Bediüzzaman Said Nursî, medrese tahsilini henüz 14 yaşında tamamlayıp hem dinî hem fenî ilimlerde derinleşen, sürgün ve hapis yıllarında 130 risaleden oluşan Risale-i Nur Külliyatı'nı kaleme alarak asrın müceddidi sayılan büyük bir İslâm âlimidir.