17. lem’anın 17. notasının 1, 5, 6 ve 7. meseleleri ve İhlâs Risalelerinin 3, 4, 5. noktalarıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
"Gördü ki, isti‘dâdları gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve muhâlif olan umum istikametli ve nûrlu akılların îmân ve tevhîddeki ittisâfkârâne ve râsihâne i‘tikādları, tevâfuk; ve sebatkârâne ve mutmainâne kanâat ve yakînleri tetâbuk ediyor. Demek tebeddül etmeyen bir hakîkate dayanıp bağlanmışlar. Ve kökleri metîn bir hakîkate girmiş, kopmuyor. Öyle ise, bunların nokta-i îmâniyede ve ...
"Ey arkadaş, şu هُدًى لِلْمُتَّقِينَ cümlesindeki nur-u belâgat ve hüsn-ü kelâm, dört noktadan tezahür etmiştir. 1. Bu cümlede “mübteda” mahzuftur. Bu hazf, cümleyi teşkil eden “mübteda” ile “haber” arasındaki ittihad öyle bir dereceye varmış ki, sanki “mübteda” hazf olmayıp haberin içerisine girmiş. Haricen ikisi müttehid oldukları gibi, zihnen de müttehid olduklarına işarettir. 2. 1 هَادِى yeri...
Kuran-ı Kerim'deki Ashab-ı Kehf gibi, bu dünyada insanın belirli süre uyutulup tekrar diriltilmesi mümkün mü? Bu yönde çalışmaları olan bilimin bu noktaya ulaşması mümkün mü?
On sekizinci Söz'ün birinci noktasında geçen "Sen benim cismimde alemdeki tabiata benzersin." cümlesini izah eder misiniz?
"derecât-ı şemsiyenin medârı olan “mıntıkatü’l-bürûc” ta‘bîr ettikleri dâire-i azîme, menâzil-i kameriyenin medârı bulunan mâil-i kamer dâiresi, birbiri üstüne geçmekle, o iki dâire herbiri iki kavis şeklini vermiş; o iki kavise felekiyyûn ulemâsı, latîf bir teşbîh ile, büyük iki yılan nâmı olan “tinnîneyn” nâmını vermişler. İşte o iki dâirenin tekātu‘ noktasına, “baş” ma‘nâsına “re’s”, diğerine “...
Risalelerde nizamın önemli bir yeri var ve gerçekten önemli. Mesela 22. Söz nizamın geçtiği başka bir yer. Benim aklıma takılan şey, özürlü doğumların nizamın içinde nerede olduğu. Bu noktadan özürlü olmak ve âlemdeki nizam meselesini izah eder misiniz?
Risale-i Nurun santrali olan Sabrinin mektubunda iki nokta nazarı dikkati celb etti. Birincisi risale i nurun yüksek talebelerine ve erkânlarına izin ve icazet noktasıdır. Madem risale i nurun şahsı manevisi onları çok zaman dairesinde muhafaza edip çalıştırmıştır. Elbette o sebatkar haslara icazet vermiş. İzni onlarla beraberdir. Bende ondan icazet alıyorum. Şimdilik bu nokta yeter. (Kastamonu la...
"Risale-i Nur'un Cevşenü'l-Kebirden ve Celcelûtiye'den aldığı bir kuvvet ve feyzle vazife-i hilafetin en ehemmiyetlisi olan neşr-i hakaiki imaniye noktasında..." Cümle bu şekilde devam edip gidiyor. Bu cümleden hareketle Risale-i Nur Celcelutiye ve Cevşenü'l-Kebir'den feyz ve kuvvet alıyor denebilir mi?
Risalelerin yanına veya altına mananın daha iyi anlaşılması için kısa lügat koymak noktasında karşı çıkıp itiraz edenler oluyor. Bu konuyu biraz izah eder misiniz?