SORULAR 7

"Keşke" İle Başlayan Alternatif Tarih Kurgusu Yapmak Kader İnancına Uygun mudur?

Keşke ile başlayan hayali kurgular caiz midir? Kadere veya hadislere zıt düşer mi? Mesela; Keşke Osmanlı şu savaşı kazansaydı, Yavuz Sultan Selim 10 sene daha yaşasaydı ne olurdu? Keşke Yıldırım Bayezid İstanbul'u alsaydı vb. düşünceler.

5 Yaşındaki Bir Çocuğa "Allah, Ölüm ve Cehennem" Hakikatlerinin İzahı

5 yaşındaki oğlum bana ilginç soru soruyor ve ben ne desem nasıl izah etsem bilemiyorum.1- Allah'ımızın çocuğu var mı, anne babası nerde onu kim doğurdu?2- Cehennem nasıl bir yer, kötüler ölünce nereye gidecek ne olacak?3- Peygamberimiz uçabiliyor mu?4- Ben artık ölüp peygamber efendimize gidip onu görmek istiyorum diyor.Bu soruları yetişkin biri sorsa Allah'ın izni ile cevap veririz ancak çocuğa ne diyeceğiz, nasıl anlatacağız, âciz kaldık. Çocuğumun bu sorularına nasıl cevap verebilirim?

Meziyetin Varsa Hafâ Türâbında Kalsın; Tâ Neşv ü Nemâ Bulsun

Lemaat Risalesi'nde geçen ilgili cümleyi devamıyla birlikte izah eder misiniz?

Hak Yoldan Sapmış Akrabalara Dua Etmek

Ailesinde hak yoldan başka yollara sapmış ya da kâfir bulunan biri onların adına üzülüyor ya, Allah katında bunun bir mükafatı olur mu? Ne de olsa dünyada insanın en sevdikleri ailesi oluyor, o kişi nasıl teselli bulur?

Cennet Nimetlerinden Mahrumiyet

1- Cennette nimetlerden mahrumiyet var mıdır? 2- Dünyada şarap içen cennette içemez. Dünyada ipek giyen, altın kullanan erkek Cennette bunlardan mahrum kalır diye buhariden bir hadis okudum. Bu durum "Orda nefislerin arzu ettiği herşey vardır" âyeti ile ters düşmez mi? 3- Eğer mahrumiyet varsa üzüntü olmayacağı bilinen Cennette kişiye üzüntü vermez mi? 4- Cennette bunlar harici yasaklar/cezalar var mıdır?

Allah'a Ait Mukaddes Haller

“Elbette o Zât-ı Vâcibü'l-Vücûd'un vücûb-u vücûduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğnâ-yı zâtîsine ve gınâ-yı mutlakına muvâfık bir sûrette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsinemünâsib bir şekilde hadsiz bir şefkat-i mukaddesesi ve nihâyetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır. Elbette o şefkat-i mukaddeseden ve o muhabbet-i münezze­heden gelen hadsiz bir şevk-i mukaddes vardır. Ve o şevk-i mukaddesten gelen hadsiz bir sürûr-u mukaddes vardır. Ve o sürûr-u mukaddesten gelen, ta'bîri câiz ise, hadsiz bir lezzet-i mukaddese vardır. Ve elbette o lezzet-i mukaddese ile beraber, hadsiz onun merhameti cihetiyle fa'âliyet-i kudreti içinde, mahlukatlarının isti'dâdlarının kuvveden fiile çıkmasından ve tekemmül et­mesinden neş'et eden, o mahlûkātın memnuniyetlerinden ve kemâllerinden gelen zât-ı Rahmân-ı Rahîm'e âit, ta'bîri câiz ise, hadsiz memnûniyet-i mukaddese ve hadsiz iftihâr-ı mukaddes vardır ki; hadsiz bir sûrette, hadsiz bir fa'âliyeti iktizâ ediyor.” (Tılsımlar Osmanlıca 68) Burada bahsedilen Cenab-ı Hakk'a ait olan haller hakkında başka kaynaklarda da bahisler var mı? Ayrıca burayı biraz daha izah edebilir misiniz?

Şefkati Rububiyetin Müteessir Olması

...ve küfür ve isyan ile ve seni va'dinde tekzîb etmekle senin azamet-i kibriyâna dokunan ve izzet-i celâline dokunduran ve ulûhiyetinin haysiyetine ilişen ve şefkat-i rubûbiyetini müteessir eden ehl-i dalâleti ve ehl-i küfrü, haşrin inkârında onları tasdîk etmekten yüz binler derece mukaddessin. Buradaki şefkat-i rububiyetin müteessir olmasını nasıl anlamalıyız? Cenab-ı Hakk kendi yarattıklarından müteessir olur mu?