Çokça kullanılan "hidayet Allah'tan sözünü açıklar mısınız? Birisine bir hakikati anlatıyoruz. Karşımızdaki seçiyor ya da seçmiyor. Adama tebliğ ulaştı ama Allah hidayet nasip etmedi mi diyeceğiz? Allah hidayet etmedi ise neden ahirette suçlu oluyor? Hidayet etmemesinde adamın rolü nedir?
Elhamdülillah bizler İslam ile şereflendik, diğer insanlar neden İslam üzerine değil. Acaba ruhlar aleminde verdiğimiz cevaba göre mi dünyaya geliyoruz?
“... Allah zâlimler topluluğunu hidayete eriştirmez.” (Bakara, 2/258) “... Allah kâfirler topluluğunu hidayete eriştirmez.” (Bakara, 2/264) “... Allah fâsıklar topluluğunu hidayete eriştirmez.” (Tevbe, 9/24)
Bu ayetler de geçen insanlardan sonradan müslüman olanlar var bunu nasıl anlamalı?
Kişilerin hidayete ermeleri kendi özgür iradeleri ve gayretleriyle olabilecekken, bizim biri için Allah'tan hidayet istememiz, o insan gayret etmediği sürece nasıl olacak merak ediyorum.
Hidayet Allah'ın elindeyse iman etmek nasıl insanın tercihi, seçimi oluyor?
"Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir kitaptır." (Bakara, 2) Takva sahipleri zaten hidayete ermiş müslümanlar değiller midir?
"Ekseriyet-i mutlaka ile dalâlet ve şer, menfidir ve tahriptir ve ademîdir ve bozmaktır. Ve ekseriyet-i mutlaka ile hidayet ve hayır, müsbettir ve vücudîdir ve imar ve tamirdir." Burada geçen ekseriyet-i mutlaka ne demektir? neden tamamı değildir?
Kafir birisini sevmekte bir sakınca var mı? Onun afvolması için, daha doğrusu hidayete gelmesi için dua edilebilir mi?
Bakara suresinde "...onları korkutsan da korkutmasan da birdir, iman etmezler. Allah onların kalplerine ve kulaklarına mühür vurmuştur. Gözlerinde ise perde bulunur.(Bakara, 2/6-7) buyruluyor. İman ve hidayet kapısının her daim açık olduğunu malumatıyla yukarıdaki ifadeleri nasıl anlamak gerekir.
"Ey arkadaş, şu هُدًى لِلْمُتَّقِينَ cümlesindeki nur-u belâgat ve hüsn-ü kelâm, dört noktadan tezahür etmiştir. 1. Bu cümlede “mübteda” mahzuftur. Bu hazf, cümleyi teşkil eden “mübteda” ile “haber” arasındaki ittihad öyle bir dereceye varmış ki, sanki “mübteda” hazf olmayıp haberin içerisine girmiş. Haricen ikisi müttehid oldukları gibi, zihnen de müttehid olduklarına işarettir. 2. 1 هَادِى yeri...