Şeytanlar insanlara musallat edilmiş ve günahları telkin ediyorlar. Bizim suçumuz ne?
Öncelikle bilinmesi gerekiyor ki Allah şeytanı şeytanlık yapsın diye yaratmamıştır. Şeytan da Allah'a ibadet için yaratılmış ve kendisini hür irade verilmiş cinnilerden bir varlıktır. İlk önce iradesini sürekli hayra kullanmaktan meleklerle beraber ibadet edebilecek bir seviyeye çıkmıştır. Yüce Rabnimiz Adem Aleyhisselamı yarattığında insanın daha üstün bir varlık olduğunu göstermek için meleklere ve şeytana Adem as'a secde etmelerini emretmiştir. Melekler secde etmişler, fakat Şeytan enaniyet ve kibrine kapılarak ‘ben ateştenim o ise topraktandır’ diyerek Allah'ın bu emrine isyan etmiştir. Bu durum Ayet-i kerimede şöyle ifade edilmiştir. “O vakit meleklere: “Âdem'e secde edin!” demiştik; (cinlerden olan) İblis hâriç, hemen secde ettiler. (O) dayattı ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu.”[1] “(Allah, ona) şöyle buyurdu: “Sana emrettiğimde, secde etmekten seni men' eden nedir?” (İblis) dedi ki: “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın!”[2] “(Allah şöyle) buyurdu: “Haydi hemen in oradan! Orada (Cennette) kibirlenmek haddine düşmez; haydi çık, çünki sen alçaklardansın!”[3] Böylelikle şeytan bulunduğu makamdan sukut etmiştir. Fakat yine kendisinin isteğiyle kıyamete kadar insanların yoldan çıkarmak için Allah'tan mühlet istemiş Allah da bu mühleti şeytana vermiştir. (İblis) dedi: “Bana (insanların) diriltilecekleri güne kadar mühlet ver!” (Allah da) buyurdu ki: “(Haydi) doğrusu sen (o vakte kadar) mühlet verilenlerdensin!” (İblis) dedi: “Öyle ise beni azdırmandan dolayı (ben de) mutlaka onlar(ı saptırmak) için, senin dosdoğru yoluna oturacağım!” “Sonra elbette onlara önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve (sen) onların çoğunu şükredici kimseler bulmayacaksın!” (Allah, bunun üzerine:) “Yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan (Cennetten) çık! And olsun ki onlardan kim sana uyarsa, Cehennemi sizin hepinizle mutlaka dolduracağım!” buyurdu.”[4]Allahu Teala nihayetsiz Kudret ve ilim sahibi olduğundan şer olarak görünen bu hadiseyi çok büyük hayır olan insanların istidat ve kabiliyetlerinin inkişafına vesile yapmıştır.
Şeytanların insanlara musallat edilmesinin sebebi insanların suçlarından dolayı değildir. Bilakis İnsanda bulunan kabiliyetlerin ortaya çıkması içindir. Nasıl ki; çekirdek ve tohumlarda ağaç olup meyve verme ve pek çok faydaları ortaya koyma özelli vardır. Bu özelliklerinin ortaya çıkması toprağa atılmalarıyla mümkündür. Toprak altında farklı maddelerle temasları ve mücadeleleri neticesinde filiz verip ağaç olur, onlardaki kabiliyetler ortaya çıkar. Toprak altına atılmamaları kabiliyetlerinin ortaya çıkmamasına sebeptir. İnsan da varlıkların en şereflisi olarak yaratılmıştır. Onun bu özelliğini Rabbimiz kelamında “Biz insanı en güzel bir surette yarattık” diye buyurmuştur. Bundan dolayı insan Allah’ın bütün isimlerine ayinedarlık yapabilecek, cenneti netice verebilecek, meleklerden de üstün olabilecek bir özelliktedir. Ondaki bu özelliklerin ortaya çıkması ancak imtihana tabi tutulmasıyla mümkündür. İşte insana şeytanın mussallat edilmesinin temel maksadı potansiyel olarak bulunan bu özelliklerinin ortaya çıkması içindir. Yoksa Yüce Rabbimiz insanları yoldan çıkarsın, insanları cehenneme götürmeye sebep olsun diye şeytanı yaratmamıştır.
Yaratma fili Allah’a baktığı için yaratmada şer yoktur. Allah her neyi yaratırsa hayır için yaratır. İnsanların iradeleri serbest bırakıldığından hayır niçin yaratılan bu şeyleri şerre çevirebilmektedir. Bu yaratılanın şer olduğunu göstermez. Belki bizim iyiliğimiz için yaratılan bir şeyi biz kendi hakkımızda şerre çevirmiş oluruz.
Mesela; Ateş ısınmamız, yemeğimizi pişirmemiz, demiri eritip hayatımızı kolaylaştıracak teknolojiler ortaya koymamız için yaratılmıştır. Fakat bize hizmet için yaratılan ateşi birileri evleri ve insanları yakmak için kullansa ateşin yaratılması şerdir diyemez. Belki ona hizmetkar olarak yaratılan ateşi kişi kendisi hakkında şerre çevirmiş olur. Veya Yağmuru Allah hayatımızın devamı için yaratmıştır. Susuz bir hayatın olması mümkün değildir. Ama birileri evini nehir kenarına yapsa, veya evinin çatısını tamir etmeyip evi su altında kalsa yağmur çirkindir diyemez. Belki hayat kaynağım olan, faydalarının çokluğundan dolayı rahmet namı kendisine verilen yağmuru tedbirsizliğimle şerrre çevirdim diyebilir. Demek ki yaratılışta şer yoktur. Belki bizim şahsi teşebbüslerimiz hayrı şerre çevirir.
Yaratılışta bazı şeyleri şer gibi görmemizin bazı sebepleri şunlardır.
Bazı şeyler vardır ki; zahiri (görünen yönüyle) güzel olduğu bellidir. Bunlara Hüsn-ü bizzat denir. Bazı hadiseler de neticeleri itibariyle güzeldir. Görünüşte çirkin gibi görünür fakat neticeleri düşünüldüğünde çok büyük faydalarının olduğu görülür. Bunlara da hüsn-ü bilğayr denilir.
Mesela deprem görünüşü itibariyle çirkindir. Fakat depremler yerin altında birikmiş enerjinin dışarıya boşanmasını sağlar. O enerji dışarıya boşalmayacak olsa yer altında biriken enerji zamanla bütün yeryüzünün patlamasına sebep olur. Depremler neticesinde gördüğümüz zararların ekseriyeti (Binaları sağlam yapmamak, gevşek zeminlere yüksek binalar yapmak… gibi) bizim tedbirsizliğimizdendir. Fakat rabbimiz bizim tedbirsizliğimizle ortaya çıkan o sıkıntılar içinde pek çok hayırlı neticeleri yaratır. İman sahibi olup vefat edenlerin günahlarının affına vesile olur. Zayi olan malları sadaka olarak kabul edilir.
İnsanlar hadiselere bakarken genellikle kendilerini hadiselerin merkezine koyarak olayları değerlendirirler. Kendisi için şer olan şeyi şer olarak görür. Halbuki Yaratma umumi neticelere göredir. Bizim irademizi yanlış kullanmamız dolayısıyla şerre dönüşen şey umum için de şerdir denemez.
[1] Bakara,2/34.
[2] Araf,7/12.
[3] Araf,7/13.
[4] Araf, 7/14,15,16,17,18.
Konu hakkında geniş bilgi için şuralara bakınız.
https://risale.online/soru-cevap/seytanin-yaratilis-sirri
https://risale.online/soru-cevap/seytanin-ve-serlerin-yaratilma-sebebi
https://risale.online/soru-cevap/seytanin-yaratilisindaki-imtihan-sirri