Fıtratın en yüce neticesi ne demektir?
Her bir varlığın yaratılışının pek çok gayeleri ve hikmetleri vardır. Öyle ki atomlardan yıldızlara varıncaya kadar canlı-cansız, küçük-büyük bütün varlıkların hiç birisinin başı boş olmayıp mühim vazifeleri görmeleri açıkça bunu gösterir. En mükemmel varlık olan insanın da yaratılışının pek çok gayeleri, hikmetleri ve manaları vardır. İnsanın yaratılmasının en önemli gayesi ve neticesi ise; sanatla ve hikmetle yaratılmış olan kendisini ve diğer varlıkları tefekkür edip Allah’a iman etmesidir.
İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; kâinâtın yaratıcısını tanımak ve O’na îmân edip, ibâdet etmektir. İnsanın yaratılış gayesi, en birinci vazîfesi ve boynunun borcu Allah’ı tanımak ve O’na îmân etmektir. Nitekim “(Ben) cinleri ve insanları, ancak bana ibâdet etsinler diye yarattım!”[1] âyeti de bunu ifade etmektedir.
Tarih boyunca en ilkel topluluklar bile bir yaratıcıya inanmaya ihtiyaç duymuşlardır. Çünkü insan yaratılışı itibariyle aciz, zayıf ve fakirdir. Bu güçsüzlük ve muhtaçlık durumunu giderecek sonsuz kudret ve rahmet sahibi bir yaratıcıya ihtiyaç hisseder. Bundan dolayıdır ki bütün toplumlarda ibadethâneler bulunmaktadır. Bu da insanın yaratılışında, yüce bir zâta inanma ihtiyacının çok güçlü bir şekilde var olduğunu göstermektedir.
Ayrıca aşağıdaki linkleri inceleyebilirsiniz:
https://risale.online/soru-cevap/fitrat-yalan-soylemez
https://risale.online/soru-cevap/hilkat-ve-fitrat
https://risale.online/soru-cevap/insan
[1] Zâriyât, 51/56.