Arama sonuçları: 116 sonuç bulundu.

Bir çekirdekte kader programının yazılı olmasından ne anlamalıyız?  Mesela bir elma çekirdeğinin, filiz verip vermemesi, ağaç olursa kaç yaprak ve meyve çıkacağı vs mi yazılı? Yoksa yazılım programı şeklinde ağacın potansiyeli mi yazılı?
Hakikat çekirdekleri ve Lemeatın Külliyatın bir nevi fihristesi hükmünde olmasını nasıl anlamalıyız?
Hakikat Çekirdeklerinde geçen "Desatir-i hikmet, nevamis-i hükûmetle; kavanin-i hak, revabıt-ı kuvvetle imtizaç etmezse cumhur-u avamda müsmir olamaz." cümlesini izah eder misiniz?
Risalede tohum ve çekirdek tabirleri sık sık beraber kullanılmaktadır. Bu kelimeler arasında fark var mıdır?
Bediüzzaman hazretleri "İnsanın kainatta tecelli eden Allah'ın bütün esmanın cilvesine mazhardır" diyor. İnsan Hâlık ismine ve Beka sıfatına nasıl mazhar olur ve tezahürü varmıdır? Yoksa inkişaf etmeyen bir çekirdek hükmünde mi vardır.?
Ene ve enaniyetin farkı nedir? Ene deyince sanki sanki bir fihtist ve çekirdek ve istidat gibi birşey. Enaniyet ise bu ene çekirdeğinin kullanılması gibi geliyor. Yani ene malik ise enaniyet malikiyet oluyor gibi geliyor. Bu konuda izah yapabilir misiniz?
Allah'ın Evvel, Ahir, Zahir ve Batın isimlerinin hafiziyete dair olan bağlantısını nasıl anlamak gerekir? Yani bir ağacın çekirdeği sürekli kendisinden önceki çekirdeklerin fihristlerini taşıdığı için Evvel ismimi tecelli eder? Buna göre Ahir isminın meyveyle olan bağlantısını nasıl anlamak lazım?
"Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüv der: “Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillâh olur. Doğru söyler. Bir avuç su meyelân-ı incimâd ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metîn demir, onu yalan çıkaramaz. Sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar, irâdeden gelen evâmir-i tekvîniyenin tecellîlerid...
'Demek yirmibeş bin seneye karib bir daire-i muhitanın içinde, rivayete binaen Şam-ı Şerif kıt'ası bir çekirdek hükmünde olarak o daireyi dolduracak bir meydan-ı haşir bastedilecektir.'" cümlesini açıklar mısınız?
"İman, yalnız icmâlî ve taklîdî bir tasdîke münhasır değildir. Bir çekirdekten tut, tâ büyük bir hurmâ ağacına kadar; ve eldeki aynada görünen misâlî güneşten tut, tâ deniz yüzündeki aksine kadar, tâ güneşe kadar mertebeleri ve inkişâfları olduğu gibi;.'' bu kısmı izah eder misiniz?