Soru

"مُر۪يد۪ي اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَمَغْرِبًا ٭ اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ ف۪ٓي اَيِّ بَلْدَةٍ İlm-i cifr ile ma‘nâsı: “O Gavs’ın mürîdi olan Saîdü’l-Kürdî, Rusya’da esâretle Asya’nın şark-ı şimâlîsinde ve ehl-i bid‘anın eliyle Asya’nın garbına nefyolarak kaldığı müddetçe, Sibirya taraflarından firar edip âdetin fevkinde çok bilâdı seyir ve seyahat etmeye mecbûr olduğu zaman, Allah’ın izniyle, havl ve kuvvet-i Rabbânî ile ona imdâd etmişim. Ve istimdâdına yetişmişim.” Evet, Hazret-i Gavs’ın ‘Mürîdî’ ünvanıyla irâde ettiği Said, üç sene esâretle Asya’nın şark-ı şimâlîsinde mehâlik içinde mahfûz kalıp, üç-dört aylık mesâfeyi firar etmek sûretiyle kat‘ ederek, çok şehirleri gezip Gavs’ın dediği gibi mahfûz kalmıştır."

Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?

Tarih: 22.02.2025 21:52:44

Cevap

مُر۪يد۪ي اِذَا مَا كَانَ شَرْقًا وَمَغْرِبًا ٭ اَغِثْهُ اِذَا مَا سَارَ ف۪ٓي اَيِّ بَلْدَةٍ

“Müridim şarkta ve garbda olduğu zaman; Herhangi bir ülkeye gittiğinde ona yardım ederim.”
İlm-i cifr ile ma‘nâsı: 
O Gavs’ın mürîdi olan Saîdü’l-Kürdî, Rusya’da esâretle Asya’nın şark-ı şimâlîsinde ve ehl-i bid‘anın eliyle Asya’nın garbına nefyolarak kaldığı müddetçe, Sibirya taraflarından firar edip âdetin fevkinde çok bilâdı seyir ve seyahat etmeye mecbûr olduğu zaman, Allah’ın izniyle, havl ve kuvvet-i Rabbânî ile ona imdâd etmişim. Ve istimdâdına yetişmişim.”

Bu beytin cifir ilmine göre manası şöyledir:

“Gavs-ı Geylani Hazretlerinin müridi olan Saidü’l-Kürdî, üç sene Rusya’da esir olarak kalacak. Hem Kur’ân ve sünnetin hükümlerine aykırı hareket eden o günkü hükümetin eliyle Asya’nın garbında yani Anadolu’da[1] sürgünlere ve hapislere gönderilecek. Hem Sibirya’dan firar edip İstanbul’a gelinceye kadar alışılmışın dışında pek çok ülke ve beldelerden geçerek seyahat etmeye mecbur olduğu ve yardıma çok muhtaç olduğu zamanda, ben Allah’ın izniyle ve yardımıyla O müridime yardım ettim.”

Evet, Hazret-i Gavs’ın ‘Mürîdî’ ünvanıyla irâde ettiği Said, üç sene esâretle Asya’nın şark-ı şimâlîsinde mehâlik içinde mahfûz kalıp, üç-dört aylık mesâfeyi firar etmek sûretiyle kat‘ ederek, çok şehirleri gezip Gavs’ın dediği gibi mahfûz kalmıştır.[2]

Evet Şeyh Geylani (ks); istikbalde gelecek Said ismindeki zata “müridim” diye hitap etmekte, onunla konuşmakta ve o müridine güvence ve teselli vermektedir.

Bediüzzaman Hazretleri, Birinci Dünya Savaşı’na gönüllü alay kumandanı olarak katılıp iki sene mücadele etmiştir. Bir kısmı kendi talebelerinden ve bir kısmı da halktan oluşan kendi kurduğu 600 kişilik milis kuvvetiyle Ruslara ve Ermenilere karşı doğu cephesinde harp etmiştir. Bu mücadelede pek çok talebesi ve dostu şehit olmuştur. Kendisi de Bitlis’in işgalinden sonra Mart 1916’da yaralı olarak esir düşmüş ve üç sene Kosturma’da esir kalmıştır.

Esir kampına götürülürken, esareti boyunca ve Kosturma’dan firar ettiğinde çok büyük tehlikeler atlatmış ama Allah’ın izni ve yardımıyla her daim korunmuştur. Gavs-ı A’zam Hazretleri bu beytinde, Hz. Üstad’ın Rusya’dan üç-dört aylık bir mesafeden firar edip çok şehirlerden geçeceğini bildirmektedir. Bu zorlu seyahatinde her daim kendisine Allah’ın izniyle yardım ettiğini de açıkça söylemektedir.


[1] 1926 Mayıs ayında Burdur sürgünü ile başlayan sıkıntılarla dolu bu yolculuk; Şubat 1927 Isparta, Mart 1927 Barla sürgünleri ile devam etmiştir. Haziran 1934’te Isparta’ya nakledilen Hz. Üstad, 1935 Nisan’ında Isparta’da tutuklanarak Mayıs 1935’te Eskişehir Hapishanesi’ne sevk edilmiştir. Mayıs 1936’da Kastamonu’ya sürgün edildikten yaklaşık sekiz sene sonra Kasım 1943’de tutuklanarak Denizli Hapishanesi’ne sevk edilmiştir. Denizli Ağır Ceza Mahkemesi’nde beraat eden Hz. Üstad bu sefer 1 Ağustos 1944 tarihinde Afyon’un Emirdağ İlçesi’ne sürgün edilmiştir. Ocak 1948’de Afyon Hapsine getirilmiş ve 20 aylık cezanın ardından Aralık 1949’da tekrar Afyon Emirdağ’a sürgün edilmiştir. İstanbul ve Samsun Mahkemeleri’nin beraat kararlarından sonra yerleşmek üzere Ağustos 1953’de Isparta’ya gelmiştir.


Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar