"Tâ o emânet, o nûr, o anahtarın cihan şumûl ve muhît ve umum kâinâta âmm ve bütün mahlûkāta şâmil hikmetlerini göstersin." Mirac Risalesinde geçen emanet, nur ve anahtartan kasıt nedir?
Merhabalar, ben bugüne kadar maddi manevi büyük kul haklarına girdim. O İnsanlardan helallik istemeye bile yüzüm yok. Allah'ın rahmetinden ümit kesmek istemiyorum ama Allah beni affetse bu durumda hakkına girdiğim insanlara zulüm olmaz mı? Ben nasıl Allah'ın rahmetinden ümitvar olayım?
Dinimizde hangi durum ve hadiselerde öldürme fiiline izin veriliyor? Cinayetin cezası nasıl verilir?
"Herhangi bir beşer ile Allah’ın konuşması ancak vahiy ile yahut perde arkasından ya da bir elçi gönderip, izni ile, dilediğini vahyetmesi şeklinde olabilir. Muhakkak ki O çok yücedir, engin hikmet sahibidir." ( Şûrâ, 51)  Bu âyet, Allah u Teala'nın insanlarla ancak 3 farklı yolla iletişim kuracağını söyler. Allahu Teala'nın başka bir iletişim yolu yaratıp o iletişim yoluyla bizimle konuşması mümk
17. Lemanın 14. Notasının Üçüncü Remzini izah edebilir misiniz?
Kur'ân'da kainatın 6 günde yaratılması âyetini "kün feyekün (ol der oluverir)" âyetiyle beraber nasıl anlamalıyız?
"Bazı rivayetlere göre hiçbir mümin ölünceye kadar Allah’ı göremeyecektir (Müslim, “Fiten”, 95). Ashap mi‘rac münasebetiyle Resûl-i Ekrem’e, “Allah’ı gördün mü?” diye sormuş, o da, “Nurdur, nasıl göreyim?” veya, “Sadece bir nur gördüm” cevabını vermiş (Müslim, “Îmân”, 291-292), Hz. Âişe ise, “Muhammed’in Allah’ı gördüğünü söyleyen kimse yalan konuşmuş olur” diyerek Resûlullah dahil kimsenin dünyad
Bazı ilahiyatçılar Peygamber Efendimizin miraca ruhen gitiiğini bedenen gitmediğini söylüyorlar.  Bu doğru mudur? Bu şekilde inananlar/düşünenler kafir olur mu? Bazıları da sedece mescid-i aksaya gitti ama Sidretül Müntehaya gitmedi, semayı aşmadı diyor. Mirac hadisesinin aslı nedir?
Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'de kâfirler istemese bile nurunu tamamlayacağını vadediyor. Risale-i Nurlar'da ise Üstadımızın 'beşerin başına acele bir kıyamet kopmazsa' ifadelerine rastlıyoruz. Rabbimizin Kur'ân'da kesin olarak geçen vaadini ve Üstadımızın bu ifadelerini nasıl değerlendirmeliyiz? Bu konuya doğru bakış açısı nasıl olmalıdır?
Arapçadaki "Hüve /هو" kelimesi Allah için de kullanılıyor, lakin "Hiye /هي" denmiyor. Bunun hikmeti nedir? Niçin böyledir?