Nur suresi 35. Ayeti kısaca tefsir eder misiniz? Bu ayette geçen Nur'dan kasıt nedir? Müfessirlerin görüşü nedir?
“Allah göklerin ve yerin nûrudur. Onun nûrunun misali, içinde kandil bulunan bir kandilliktir. Kandil bir cam içindedir. Cam, inciyi andıran bir yıldızdır; (bu kandil) doğuya da batıya da ait olmayan, yağı neredeyse ateş dokunmasa bile ışık veren mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Nûr üstüne nûr. Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Allah insanlar için misaller veriyor, Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir.”[1]
Bu konuda çokça tefsirler mevcuttur. Birkaç tefsir örneği ile konuya açıklık getirmeye çalışalım.
Hikmetin en büyüğü Allah kelâmıdır, Kur’an’dır. Göz nuru için güneş ne ise akıl nuru için de Kur’an odur. Bu bakımdan Kur’an nurdur (Râzî’ye göre nazarî alanda akıl sık sık yanılgıya düşer, bu sebeple bir yol göstericiye, onun deyişi ile mürşide ihtiyacı vardır, bu mürşid de Kur’an’dır.)[2]
Nurun madde ve melekût âlemlerinde, son noktadan başa ve kaynağa doğru bir sıralanışı vardır, kaynağa yükseldikçe nur kavramının hakikatine yaklaşılır. Bu sıralama sonsuza doğru devam etmez; öyle bir kaynağa ulaşır ki, O kendinden ve kendisi ile nurdur, O’nun nuru başka bir kaynaktan gelmez, aksine sıra ile bütün nurlar O’ndandır. İşte hakikat mânasıyla nur O’dur. Başka şeylere nur ismi mecazen verilmiş sayılır. Nur son tahlilde görünme ve gösterme mânasına geldiğine göre varlık nurdur, yokluk ise zulmettir (karanlık); çünkü yok olanın zuhuru (görünmesi) mümkün değildir. Varlığı ezelî, ebedî, kendi sebebiyle ve kendinden olan tek varlık Allah’tır; diğerlerinin varlığı O’na bağlıdır, O’ndandır. Şu hâlde varlık mânasında hakiki nur da Allah’tır. Mi‘raclarını zirveye ulaştırmış bulunan kâmiller, varlık âleminde O’ndan başkasının olmadığını, O’nun zatından başka her şeyin yok (helâk) olduğunu müşahede etmektedirler.[3]
Benzetmede bir benzeyen bir de kendisine benzetilen vardır. Burada kendisine benzetilen bellidir: “Kandillikte bulunan ve karanlığı aydınlatan lamba, ışık, kandil.” Buna benzeyen Allah’ın nurundan maksat nedir? Bu soruya, Kur’an’da ve hadiste nelere nur denildiği soru ve tartışmasına dayalı olarak çeşitli cevaplar verilmiştir:
1. Allah’ın hidayetidir, bundan da maksat, kâinattaki deliller ve Kur’an’daki apaçık âyetlerdir. Hidayetin güneşe değil de kandillikteki kandile benzetilmesinin sebebi de, karanlık içinde aydınlığın daha göze çarpar oluşudur. Güneş doğunca her şey, her taraf aydınlanır, aydınlığı karanlıktan ayıracak zıtlık kalmaz. Halbuki karanlık bir odaya lamba gelince, ışığının ulaştığı sınıra kadar karanlığı yok eder ve sınırın ötesiyle berisi arasındaki fark açıkça algılanır. İnsanların zihinlerini örten şüpheler karanlıklara benzer, ilâhî hidayet ise bunları aydınlatan, yok eden ışık gibidir.
2. Apaçık âyetlerden, şüpheleri gideren, insanı aydınlatan açıklamalardan oluşan Kur’an’dır.
3. Peygamber’dir. Bu ikisini, hidayetle bir saymak da mümkündür; çünkü Kur’an ve Peygamber, ilâhî hidayetin araçlarıdır.
4. Müminin kafa ve kalbindeki Allah ve din bilgisidir. [4]
Ayrıca şifa-i şerif’de bulunan izahı da kısaca özetleyelim: Kadı İyaz bazı müfessirlerin görüşünü belirterek, bu ayetteki ikinci Nur’dan murad, Hz. Muhammed (sav) ‘in nurudur. Ayetteki misbah ile kalbini, ez zucace ile de göğsünü murat etmiştir. Ahzab suresi ayet 45-46’dan atıf yaparak “Seni nur saçan bir kandil olarak gönderdik.” Ayetinde de buradaki gibi Paygember Efendimize nur diye hitap edildiğini vurgulamıştır.[5]
[1] Nur Suresi, 24/35
[2] Razi, XXIII, 228
[3] a.g.e., s. 4-16
[4] Râzî, XXIII, 231-232
[5] Kadi İyaz, Şifa-i Şerif, Bedir Yayınevi, İstanbul 1993, s. 25-26