Soru

İslâm'ı Tebliğ Ederken Dikkat Edilecek Hususlar / Din Tüccarı İthamına Cevaplar

Ahir zamanda İslâmı temsil ve tebliğ eden kişilere ''DİN TÜCCARI'' adı takan İslâm düşmanlarına verilecek cevaplar nelerdir?

Tarih: 28.11.2024 15:51:47

Cevap

Öncelikle İslâm’ı tebliğ ve temsil eden bir kişinin her konuşma ve davranışında hassas olması gerekir. İçinde yaşadığımız asır ahir zaman olmasından dolayı ekseriyetle menfaat ve maddiyat noktasında değerlendirmeler ağırlıktadır. Bu tarz ithamların temelinde üç sebep yatmaktadır.

1- Ön yargı

2- Cehalet

3- Hainlik veya kötü niyet

1- Ön yargıyı düzeltmek lazımdır.

Her toplumda yanlış yolu takip edenler olmuştur. Din tüccarlığı yapanların varlığını da inkâr edemeyiz. Fakat bu yanlış, kişinin kendisini bağlar. Bundan dolayı bütün Müslümanları zan altında bırakmak doğru olmaz. Aynı şekilde her toplumda doğru yolu takip eden, güzel örnekler de mevcuttur. İslâmiyet’te örnek şahsiyetler çoğunluktadır. Arada bazı bozuk şahsiyetler de maalesef çıkmıştır. Öncelikle bunları vurgulamak gerekir. Yani İslâm’da din tüccarlığı yapanlar olmuştur fakat bunlar çok çok azınlıktadır demeliyiz. "Su-i misal misal olmaz" yani "Kötü örnek, örnek olmaz" kaidesini izah etmeliyiz. Bazı örnekler ile konuyu muhataba göre açabilirsiniz.

2- Cehaletinden dolayı böyle konuşanlara konuyu güzelce izah etmeliyiz. Doğru bir tebliğde bulunmalıyız.

Bu konudaki ilgili yazıyı dikkatlice okumanızı ısrarla tavsiye ederiz.

https://risale.online/soru-cevap/etkili-teblig-ve-dogru-temsil

3- Kötü niyetinden dolayı bu şekilde davrananlara karşı ise çok çok dikkatli davranmalıyız.

İslâm düşmanları İslâmi tebliğ çalışmalarını engellemek için sık sık iftiralara başvururlardı. Peygamber Efendimiz (sav) kendisine yapılan ağır hakaretlere ve iftiralara sürekli sabırla karşılık vermiştir.  Bu konu da Peygamber Efendimiz (sav) : “Çünkü iyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) en güzel olan (iyilik) ile def' et; bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost olmuştur!”[1]  âyeti kerimesine uygun hareket etmiştir.

Bu tarz ithamlarla karşılaştığımızda eğer bunlar şahsımıza karşı yapılıyorsa bizde bu vesile ile kendi niyet ve amellerimizi gözden geçirmeliyiz. Mesela bizler insanlara tebliğde bulunurken bunlara kendimiz de dikkat ediyor muyuz? Kur'ân-ı Kerim'de Cenab-ı Hakk: “Ey iman edenler! Yapmadığınız şeyleri niçin söylersiniz?”[2] buyurmaktadır.

Savunmaya geçmek iletişimi ve etkileşimi bitirebilir. Bunun yerine o kişinin dikkatini çekmek daha doğru bir davranış olacaktır. 

"Niyetim ve amacım şudur: Sadece Allah’ın emir ve yasaklarına uymaya çalışıyorum. Sevdiğim ve çevremde bulunan arkadaşlarıma da İslâmî hakikatleri tebliğ etmek istiyorum. Ben de insan olduğum için yanlışlarım ve eksiklerim elbette olabilir. Kusur bende vardır, fakat İslâmiyet’te yoktur" gibi cümleler kullanabiliriz. O kişiyle çatışmak yerine ona daha açık olmak gerekir.

Eğer iddia edilen şeyin bir kaynağı yoksa karşımızdaki kişilerin düşünmesine ve kendisini gözden geçirmesine vesile olacak sorular sormalıyız. Bu konuda delilin nedir? Neye dayanarak bunu söylüyorsun? gibi sorular sorabiliriz.

Bizler müspet hareket etmeliyiz. Allah’ın peygamberi olan Hz. Musa (as), Firavuna giderken Cenab-ı Hakk ona karşı “Yumuşak dil kullan” diye emretmiştir. Peygamber Efendimiz (sav) İslâm’ın en büyük düşmanı olan Ebu Cehil’e ve münafıklara karşı müspet hareket etmiştir. Cihad ise farklı bir konudur. Her şeyin en doğrusunu Allah bilir. Kalpleri ancak o yumuşatır, kalpler onun elindedir. Ayrıca hem kendimize hem de bu ithamlarda bulunanlara karşı dua etmek de önemlidir.

Ayrıca daha detaylı bilgi için aşağıdaki yazılardan istifade edebilirsiniz;

https://risale.online/soru-cevap/musbet-hareket

https://risale.online/soru-cevap/baska-mesleklere-karsi-hareket-tarzi


[1] Fussilet, 34

[2] Saf, 2


Yorum Yap

Yorumlar