Soru

Hafız Hanım Sahabeler

Asr-ı saadet döneminde hafız hanım sahabeler kimlerdir? Osmanlı zamanında ki hafız hanımlar kimlerdir?

Tarih: 17.12.2019 11:59:29
Okunma: 10083

Cevap

Arapça’da “korumak, ezberlemek” mânasındaki hıfz kökünden türemiş bir sıfat olan hâfız (çoğulu huffâz) sözlükte “koruyan, ezberleyen” anlamına gelip Kur’an’ın tamamını ezberleyene hâfız denilmiştir. 

Peygamberimiz (sav) Dönemi:

Resûlullah’ın ders halkasında bulunan sahâbîlerden kaçının Kur’an’ın tamamını ezberlediği hususunda değişik rivayetler vardır. Buhârî’nin ashâbın kurrâsıyla ilgili kaydettiği bir rivayete göre Hz. Peygamber Kur’an’ın dört kişiden alınmasını tavsiye etmiştir. Bunlar Abdullah b. Mes‘ûd, Ebû Huzeyfe’nin mevlâsı Sâlim, Muâz b. Cebel ve Übey b. Kâ‘b’dır (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 8). Aynı yerde geçen diğer bir rivayette Enes b. Mâlik Kur’an’ı “cemeden” sahâbîlerin sayısını dört olarak vermektedir ki bunlar Übey b. Kâ‘b, Muâz, Zeyd b. Sâbit ve Ebû Zeyd’dir. Sonuncu kişinin ismi üzerinde ihtilâf edilmiş ve bunun Evs’ten Sa‘d b. Ubeyd, Hazrec’den Kays b. Seken veya Sâbit b. Zeyd olduğu rivayet edilmiştir (Aynî, XVI, 208). Kaynaklar adı geçen kişileri ashabın hâfızları arasında zikreder. İbn Sa‘d’ın bir rivayetinde Sa‘d ve Ebû Zeyd farklı kişiler olarak gösterilir (eṭ-Ṭabaḳāt, II, 355). İbn Habîb ashaptan Kur’an’ı cemedenleri altı kişi olarak sayar. Bunlar Sa‘d b. Ubeyd, Ebü’d-Derdâ (Uveymir b. Kays b. Zeyd), Muâz b. Cebel, Ebû Zeyd Sâbit b. Zeyd, Übey b. Kâ‘b ve Zeyd b. Sâbit’tir (el-Muḥabber, s. 286).  Aynî ise otuza yakın hâfız sahâbînin adını zikretmekte olup kadınlardan Ümmü Varaka, Hz. Âişe, Hafsa ve Ümmü Seleme bunlar arasındadır (ʿUmdetü’l-ḳārî, XVI, 209).(TDV İslam Ansiklopedisi, Hafız mad.)

 

Osmanlı Dönemine Evliya Çelebinin Hafızların sayısı ile ilgili ifadeleri:

Osmanlılara gelinceye kadar İslâm coğrafyasının her köşesinde inşa edilen camiler veya sonraki yıllarda yapılan Dâru’l-Kurrâ ve Dârul-Huffâz adı verilen Kur’ân eğitim merkezlerinde sayısız hâfız yetişmiştir. Osmanlılarda da kıraat ilmine büyük önem verilmiş ve binlerle ifade edilen hâfız yetişmiştir. Bilgi sahibi olmak bakımından mesele değerlendirildiğinde Evliya Çelebinin (ö.1684?) kendi dönemi için verdiği rakamlar dikkat çekicidir. Bu bilgilere göre sadece XVII. Yüzyılda Amasya’da dokuz Dâru’l-Kurrâ mevcuttu. Bunlardan sadece Bayezid Han Dâru’l-Kurrâsında üçyüzden fazlı hafız bulunmaktaydı. Aynı yıllarda İstanbul’da, 3000’i bayan olmak üzere 9000 hafızdan bahsedilmektedir. (Evliya Çelebi, Seyahatname, çev.: Zuhuri Danışman, Zuhuri Danışman Yay., İstanbul 1971 c. I, s. 524-530.) (Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2012/2, c. 11, sayı: 22)


Yorum Yap

Yorumlar