Soru

Sahabileri Kabul Etmek İman Esaslarından mıdır? Sahabilerin Yüksek Fazilet ve Makamları

Biz Allah'a, peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, ahirete ve hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine iman etmiş kişileriz. Şimdi Peygamber Efendimizin (sav) ashabının olduğunu biliyoruz. O zaman biz bu ashaba iman mı etmiş oluyoruz? Yoksa Hz. Peygamberin (sav) ashabının olduğuna mı iman etmiş oluyoruz? Bu konuyu izah eder misiniz? 

Tarih: 21.01.2025 23:09:06

Cevap

Peygamberlere İman

Peygamberlere iman, Allah’ın gönderdiği tüm peygamberlerin, Allah tarafından seçilmiş hak elçiler olduğuna inanmayı ifade eder. Bu bağlamda, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) peygamberliğine iman etmek, onun Allah’ın elçisi olduğuna inanmayı gerektirir.

Sahabelere İman Konusu

Ashab (sahabeler); Peygamber Efendimiz’e (sav) iman eden, onunla görüşen ve Müslüman olarak vefat eden insanlardır. Sahabeye iman etmek, İslâm’ın temel iman esaslarından biri değildir. Bir kimse, bir sahabenin sahabe olmadığını iddia etse, bu durum onu küfre düşürmez. Ancak Kur’ân-ı Kerîm’deki âyetleri inkâr edecek olursa, küfre girmiş olur.

Sahabe, mallarını ve canlarını feda ederek Hz. Peygamber’e (sav) bağlılık göstermiş; Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenmek, öğretmek ve İslâmiyet’i yaşamak için büyük fedakârlıklarda bulunmuşlardır. Bu nedenle Kur’ân’da şu övgüye mazhar olmuşlardır: “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız.”[1]

Sahabelerin varlığına inanmak, onların Peygamber Efendimiz’le (sav) birlikte olduklarına ve İslâm’ın yayılmasında önemli roller üstlendiklerine inanmayı gerektirir. Bu hem imanî hem de tarihî bir gerçektir. Kur’ân-ı Kerîm’de olduğu gibi Tevrat ve İncil’de de sahabelerden övgüyle şöyle bahsedilmiştir:

"Muhammed Allah'ın Resûlüdür. Ve onun beraberinde bulunanlar; kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gayet merhametlidirler; onları çokça rükû eden kimseler ve çokça secde eden kimseler olarak görürsün; (onlar) Allah'tan bir lütuf ve bir rıdvân isterler. Secde eserinden olan alâmetleri yüzlerindedir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları ise, bir ekin gibidir ki filizini çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, sonra kalınlaşmış da gövdesi üzerine dikilmiştir; bu hâl ekincilerin hoşuna gider; bu benzetme, kâfirleri onlarla öfkelendirmek içindir. Allah, onlardan îmân edip sâlih ameller işleyenlere bir mağfiret ve büyük bir mükâfât va'detmiştir.”[2]

Bugün elimizde bulunan İslâmi kaynakların bize sağlam bir şekilde ulaşmasında sahabelerin büyük emeği vardır. Ehl-i Sünnet itikadına göre, peygamberlerden sonra en yüksek manevi makam sahipleri, sahabelerdir. Onların üstün fazileti, Kur’ân ve hadislerle sabittir. Sahabeler, iman esaslarının bir parçası değildir. Ancak onların Allah ve Peygamber katında değerli oldukları Kur’ân ve hadislerde belirtilmiş, İslâm’ın yayılmasında üstlendikleri önemli vazifeler nedeniyle Müslümanlar tarafından sevgi ve saygıyla anılmışlardır. Sahabeye olan inancımız, onların Hz. Peygamber’in (sav) yanında yer almış, İslâm’ı yaşayıp yaymada büyük katkılar sağlamış kişiler olduğuna inanmayı ifade eder.

Ayrıca lütfen bakınız;

https://risale.online/soru-cevap/sahabeler-ve-bizler

https://risale.online/soru-cevap/olum-5

https://risale.online/soru-cevap/tevrat-ve-incilde-sahabeler


[1] Âl-i İmrân 3/110

[2] Fetih, 48/29


Yorum Yap

Yorumlar