“Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğru yolu bulursunuz” hadisi, sahih hadis midir zayıf hadis midir? Bu hadisi nasıl anlamak gerekir?
“Ashâbım yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, doğru yolu bulursunuz” hadisini bu lafızla İbn Abdilberr, Hz. Cabir (ra)’dan, rivayet etmiştir.[1]
Benzer rivayetler de şöyledir;
“Ashabım, kendileriyle doğru yolun bulunduğu yıldızlara benzer. Onlardan hangisinin sözünü alırsanız, doğru yolu bulursunuz”[2];
“Ashâbımın, Ben’den sonra ihtilaf etmeleri hususunda Rabbi’me sordum ve bana şöyle vahyetti: ‘Ey Muhammed! Senin ashâbın, Benim nezdimde gökteki yıldızlar konumundadır. Bazısı bazısından daha parlaktır. Onların ihtilaf üzere bulunduklarından herhangi birine tutunan bir kimse, Benim nezdimde doğru yol üzeredir’.”[3]
Bu hadisi Bezzâr, İbn Abdilberr, Beyhakî, İbn Kesir gibi bazı âlimler “sahih değildir” olarak değerlendirmiştir.[4]
Buna karşılık Ferrâ, “Ahmed b. Hanbel, bu hadisi delil getirmiş ve sahâbenin fazileti hususunda bu hadise itimat etmiştir” demiştir.[5] Zerkeşî de rivayetin bütün tariklerinin zayıf olduğunu ifade ettikten sonra: “Fakat tarikler birbirlerini kuvvetlendirir. Özellikle de İmam Ahmed, sahâbenin fazileti hususunda bu rivayeti delil getirmiş ve ona itimat etmiştir” demiştir.[6]
Beyhakî ve İbn Hacer ise bu rivayetin, kuvvetli olmayan muttasıl bir isnatla ve munkatı başka bir isnatla rivayet edildiğini, ancak başka sahih bir hadisin bu rivayeti desteklediğini ifade etmiştir.[7]
Bu hadis; “Yıldızlar, gökyüzü için emniyettir. Yıldızlar yok olunca, gökyüzüne vaad edilen şey (kıyâmet) gelir. Ben de ashâbımın emniyetiyim. Ben ölünce, ashâbıma vaad edilen şey gelir. Ashâbım da ümmetimin emniyetidir. Ashâbım sona erince ümmetime de vaad olunan şey gelir” şeklindedir.[8]
Sonuç olarak şunu belirtelim ki bir hadisin zayıf olup olmadığını tespit etmek ictihadî bir meseledir. Yani âlimlerin bazıları bir kısım hadisleri zayıf olarak değerlendirirken diğer bir kısım âlimler bu hadisi hasen olarak değerlendirebilir. Netice itibariyle bu hadis uydurma/mevzû değildir. Bazı âlimlere göre zayıftır. Bazı âlimlere göre ise kendisi destekleyen sahih rivayetler bulunması sebebiyle zayıf değil hasendir.[9]
Hadisi zayıf olarak değerlendirecek olsak bile -ki hasen mertebesinde olduğunu ifade etmiştik- muhaddisler, âkaid ve ahkâma dair konularla ilgili olmamak şartıyla zayıf isnadlı hadislerin rivayetinde bir sakınca görmemişler; mevâiz, kıssalar, amellerin faziletleri gibi tergib-terhib konularında yahut tefsir ve megaziye ilişkin hususlarda hadis rivayet ederken daha hoşgörülü bir tutum ortaya koymuşlar, bu hadislerle amel edilebileceğini söylemişlerdir. Bu itibarla bu hadis ahkam ve âkaid ile ilgili olmadığı için diğer kategorilerde değerlendirilip, amel edilebilir.
Sahabenin fazileti için bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/olum-5
https://risale.online/soru-cevap/sahabeler
[1] İbn Abdilberr, Câmi’u beyâni’l-ilm ve fazlihî, c. 2, s. 925, no: (1760)
[2] İbd b. Humeyd, el-Müntehab mine’l-Müsned, c. 2, s. 30, no: (781)
[3] İbn Adî, el-Kâmil, c. 4, s. 151;
[4] İbn Abdilberr, Câmi’u beyâni’l-ilm ve fazlihî, c. 2, s. 923; İbn Kesîr, Tuhfetü’t-tâlib bi ma’rifeti ehâdîsi Muhtasarı İbni’l-Hâcib, s. 141; Beyhakî, el-Medhal, s. 163.
[5] Ebû Bekir el-Hallâl, es-Sünne, c. 2, s. 480-481.
[6] Zerkeşî, el-Mu’teber fî tahrîci ehâdîsi’l-Minhâc ve’l-Muhtasar, s. 84.
[7] Beyhakî, el-İtikâd, s. 319; İbn Hacer, et-Telhîsü’l-habîr, c. 4, s. 351.
[8] Müslim, es-Sahih, 207-(2531).
[9] Abdülhayy el-Leknevî, Tuhfetü’l-ahyâr, s. 168.