Soru

Eşyanın Hakikati

"Hakikat ilmini, hakikî hikmeti istersen, Cenâb-ı Hakkın marifetini kazan. Çünkü, bütün hakaik-i mevcudat, ism-i Hakkın şuââtı ve esmâsının tezâhürâtı ve sıfâtının tecelliyâtıdırlar. Maddî ve mânevî, cevherî-arazî, herbir şeyin, herbir insanın hakikati, birer ismin nuruna dayanır ve hakikatine istinad ederler. Yoksa, hakikatsiz, ehemmiyetsiz bir surettir." İzah eder misiniz?

Tarih: 3.03.2015 17:17:01
Okunma: 8667

Cevap

Hakikate ulaşmak isteyen insan Marifetullah ilmini elde etmelidir. Allah'ı tanımaya çalışmalıdır. Onu bulmalıdır. Çünkü her şeyin yaratıcısı, sebebi Allah'tır. Bütün varlık, var olan bir zatın eseridir. Onun Hak isminin tecellisidir. Var olmak ve varlıkta kalmak ancak var olan ve varlığı hiç bir şeye bağlı olmayan ezeli ve ebedi anlamına gelen Hak isminin sahibi olan Allah'tan dolayıdır. Görünen bütün varlıklar ve mertebeleri ister maddi, ister manevi, ister başkalarıyla ayakta kalabilen arazi varlıklar olsun hepsi Cenab-ı Hakkın isimlerinin ve sıfatlarının tecellileridir. Bu kabul edilmediği taktirde varlığı sebepsiz, failsiz, yaratıcısız kabul etmek ve hiçbir esasa dayanmadığını iddia etmek gibi  imkansız ve hakikatsiz bir davayı kabul etmek olacaktır. Evet bütün varlıklar ilihi isimlerin hakikatine dayanır. Onların tecellileridir.

Eşyanın bir görünen yüzü bir de hakikati var. Eşyanın arkasındaki hakikat, Esmâ-i ilahiye (Allah’ın isimleri) dir.

Bedi‘üzzaman Hazretleri Ene Risâlesi’nde (30. Söz): “Kâinatın kapıları zahiren açık görünürken hakikaten kapalıdır.” diyor.

32. Sözün 3. mevkifinin başında da bu mevzu‘ şöyle izah ediliyor. “Bütün mevcûdatın hakaiki (hakikatleri), bütün kâinatın hakikatı Esmâ-i ilahiyeye istinad eder (dayanır). Her bir şeyin hakîkati bir isme veyahut çok Esmâya (isimlere) istinad eder (dayanır). Eşyadaki san‘atlar dahi her biri bir isme dayanıyor.

Hatta hakîkî fenn-i hikmet Hakîm ismine ve hakikatli fenn-i tıb Şafî ismine ve fenn-i hendese (geometri) Mukaddir ismine ve hakeza her bir fen bir isme dayandığı ve onda nihayet bulduğu gibi bütün fen ve kemalat-ı beşeriye (insanlığın ilerlemesi olgunlaşması) ve tabakat-ı kümmelin-i insaniyenin (insanların mükemmellerinin tabakaları) hakikatleri Esmâ-i ilahiyeye istinad eder. Hatta muhakkikin-i evliya (evliyanın araştırıcı olanları)nın bir kısmı demişler: “Hakiki hakaik-i eşya (eşyanın hakikatleri) Esmâ-i ilahiye (Allah’ın isimleri)dir.”

Yine Mu‘cizat-ı Enbiya Risalesi’nde şöyle geçiyor: “Her bir kemalin, her bir terakkiyatın (ilerlemelerin), her bir fennin bir hakâkat-ı âliyesi (yüce hakîkati) var ki: O hakikat ise bir ism-i ilahiye dayanıyor.”


Yorum Yap

Yorumlar