Son dönemde yolsuzluklarla alakalı çok haber çıkıyor. Fakat meselenin çözümü için derli toplu izah yapan çözüm üreten yok. Kur'an-ı Kerim'in bakışı ve risalelerde izah nasıldır?
Yolsuzluk, bir memurun görevini kötüye kullanarak ve adı üzerinde gayrı meşru yollarla şahsi menfaat elde etmesidir. Rüşvet almak, zimmetine mal ya da para geçirmek, yakınlarını haksız yere işe almak gibi işlere yolsuzluk denir. Yani yolsuzluk tek bir fiilin değil, birden fazla suçun ortak adı olarak kullanılmaktadır. Ortak nokta bunların bir görevli tarafından görevini kötüye kullanarak işlenmiş olmasıdır.
Bu grup suçların her biri; hırsızlık, rüşvet, iltimas gibi isimler altında tek tek ya Kur’an, ya da hadislerle dinimiz tarafından yasaklanmış ve cezaî müeyyideler getirilmiştir. Yolsuzluğun kaynağında iman zayıflığı ve İslam ahlakından kopuş vardır. Önlenmesi ise, ancak her bir insanın kalbine bir iman bekçisi koymakla mümkün olabilir.
Bu noktada Bediüzzaman Hazretleri’nin çok yerinde bir tesbiti şöyledir:
“Acaba bu ehl-i bid'a ve doğrusu ehl-i ilhad (bidat ve dinsizlik taraftarları), bu dinsizlikte hangi menfaati buluyorlar? Eğer idare ve asayişi düşünüyorlarsa; Allah'ı bilmeyen dinsiz on serserinin idaresi ve şerlerini def'etmesi, bin ehl-i diyanetin (dindarların) idaresinden daha müşkildir. Eğer terakkiyi (ilerlemeyi) düşünüyorlarsa; öyle dinsizler idare-i hükûmete muzır oldukları gibi, terakkiye dahi manidirler. Terakki ve ticaretin esası olan emniyet ve asayişi kırıyorlar. Doğrusu onlar, meslekçe tahribatçıdırlar (bozucudurlar). Dünyada en büyük ahmak odur ki, böyle dinsiz serserilerden terakki ve saadet-i hayatiyeyi beklesin.” (Mektubat)