10.söz 12.hakikatte geçen 'belki ekser mevcûdâtta, sağa sola açılır perdeler gibi vecih ve keyfiyetleri vardır ki, bir vechi Sâni‘e şehâdet ettiği gibi, diğer vechi de haşre işaret eder.' kısmını izah eder misiniz?
Onuncu Söz-Haşir Risâlesi; iman rükünlerinden olan âhirete iman meselesini ve insanların öldükten sonra âhirette bedenleriyle birlikte yeniden diriltilip Allah'ın huzurunda toplanmalarını (Cismani haşri) aklî ve mantıkî delillerle izah ve ispat eden Risale-i Nur’un güneşleri hükmünde eşsiz bir risaledir.
Bu noktada 10. Söz’ün her bir hakikatinde ayrı ayrı isimlerin tecellileri ile cismanî haşir ve âhiret hayatı iki kere iki dört eder derecede ispat edilir.
Bu 12. Hakikatte şöyle bir hatırlatma yapılır bizlere;
Ahirete imanın ve haşrin delilleri sadece bu risalede anlatılanlarla sınırlı değildir. Hem haşrin varlığını gerekli kılan İlâhî isimler, bahsedildiği üzere yalnız Hakîm, Kerîm, Rahîm, Âdil, Hafîz isimleri değildir. Belki kâinâtın tedbîr ve idaresinde tecellî eden bütün İlâhî isimler, âhiret hayatını lüzumlu kılarlar.
Hem de sadece bu risalede delil olarak sunulan varlıklar değil, yaratılmış olan küçük büyük her bir varlığın ifade ettiği pek çok manaları olduğunu bizlere hatırlatan Hz. Üstad, devamla şöyle der: ‘’Hem zannetme ki, haşre delâlet eden kâinâtın âyât-ı tekvîniyesi şu geçen bahsettiğimize münhasırdır. Hayır, belki ekser mevcûdâtta, sağa sola açılır perdeler gibi vecih ve keyfiyetleri vardır ki, bir vechi Sâni‘e şehâdet ettiği gibi, diğer vechi de haşre işaret eder. Meselâ, insanın ahsen-i takvîmdeki hüsn-ü masnûiyeti Sâni‘i gösterdiği gibi, o ahsen-i takvîmdeki kābiliyet-i câmiasıyla kısa bir zamanda zevâl bulması, haşri gösterir.’’[1]
Bu metinden hareketle kısaca şunları söyleyebiliriz:
Her bir varlık yaratılışı ile, üzerindeki sanat ve nakışlarıyla ve gördüğü mükemmel vazifeleriyle Rabbimizin pek çok güzel isimlerine harika bir ayna olur. Bu yönüyle yaratanını ve sanatkârını göstermiş olur.
Diğer yönüyle yani sahip olduğu kabiliyetleriyle de haşre işaret edip ahiret hayatını bütün istidatlarıyla isterler.
Mesela insanın ‘Ahsen-i takvim’ üzere yani maddî mânevî her türlü güzelliği kapsayarak gerek fizikî ve cismanî bakımdan, gerek ahlak ve mâneviyat itibariyle, gerekse ruhanî bakımdan en güzel bir kıvama erebilecek en mükemmel bir biçimde yaratılmış olması, ebedi bir hayatı gerekli kılar.
Zira emelleri ve arzuları ebede kadar uzandığı gibi sahip olduğu istidatları dahi ahiret yurdunu gerekli kılar. Her şeyin en güzelini ve devamlı olanını yaratılışı itibariyle isteyen bir insanı elbette geçici dünya hayatı ve dünya lezzetler tatmin edemez. Kafesteki kuş uçsuz bucaksız gökyüzünü, akvaryumdaki balık sınırsız nehirleri ve denizleri istidatlarıyla istedikleri gibi, insan dahi ebedi ve baki bir hayatı sahip olduğu eşsiz donanımıyla istemektedir.
Bunun gibi tüm varlıkların da hem Allah’ın güzel isimlerine ayna olan cihetleri hem de ahireti gerekli kılan istidat ve vazifeleri gösterir ki; Allah’ın bütün isimleri ve sıfatları ve tüm varlıklar, ahiretin vücudunu dahi kendilerine has dilleriyle istemektedirler.
Ayrıca bakınız;
https://risale.online/soru-cevap/hasir-risalesindeki-cuzdan-ve-defter
https://risale.online/soru-cevap/ahiretteki-dirilise-dair-cevremizden-deliller
[1] Zülfikar, 49