10. Söz'ün 12. suretinde zikredilen zabitin defteri ve cüzdanından murad nedir? Bu misaldan kısaca bahseder misiniz?
Aynı risalenin on birinci hakikatinde bu cüzdan ve defterin ne olduğu şöyle izah edilmiştir:
“İnsanın kalb cüzdanındaki latifeler ve akıl defterindeki hisler ve istidadındaki cihazlar, tamamen ve ittifakla ebedi saadete yönelmiş ve ona göre verilmiş.” (10. Söz Haşir Risalesi)
Kasdedilen mana ise, insanın kalbinde, yani maneviyatında, ruh dünyasında, latife adı verilen pek çok duygular vardır.
Ayrıca aklında pek çok his ve özellikler vardır.
Kendisine verilmiş daha pek çok istidad ve kabiliyetler vardır.
Bunların tamamına baktığımızda, fani bir hayatta kısa bir müddet yaşayıp sonra yok olmaları için verilmediğini anlarız.
Mesela, sevgi bir manevi duygumuzdur. Bu duygu sevdiği şeyden ayrılmayı hiç istemez.
Mesela, ebedi yaşama arzusu, herkesde vardır...Fani hayat için verilmiş olamaz. Haşa, ahiret yoksa, boşuna verilmiş demektir.
Şefkat, evladından ebedi ayrılığa asla razı olmaz. Fani dünya için fazla gelir. Onun için verilmiş olamaz.
Mesela bir insana, bir sultan tarafından metrelerce, pek çok çeşit kumaşlar verilmiş olsa yalnız tek bir elbise diktirmesi için verdiği söylenebilir mi? Eğer bunu istemiş olsalardı sadece bir kaç metre verirlerdi. Kalan onlarca metreyi abes etmezlerdi. Demek ki bir kat elbise için değil, istediği kadar, çeşit çeşit fazlasıyla elbiseleri olsun diye verilmiştir.
İşte bunun gibi, Allah taraından insana verilen duygu ve kabiliyetler yalnız dünya hayatı için verilse idi, o duyguların, düya hayatının kısalığına ve faniliğe razı olmaları gerekirdi.
Fakat bakıyoruz ki o duygularımız ne fani olmaya, ne de dünya hayatında elde ettiği miktarlara razı oluyor. Hem ebediyeti, hem de her çeşit nimetin kat kat fazlasını istiyor. Gözü bu dünyadakilerle doymuyor.
Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, insan bu fani dünya için değil, baki ahiret alemi için yaratılmıştır. Asıl yurdu orasıdır ve burada bulunmasının tek gayesi oraya hazırlanmaktır.