Makaleler

Üç Aylar ve Gafletten Kurtuluş Cenâb-ı Allah, Tebâreke Sûresi 2. âyetinde “Hanginiz amelce daha güzeldir diye sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattı.” buyurduğu üzere insanın bu dünyaya gönderilişinden gaye imtihan olmaktır. Kim hayırlı işlerle, güzel bir ömür sürerse imtihanı kazanacak ve ebedî tükenmez bir saadete kavuşacaktır. Kim de nefis ve şeytana uyarak gaflete dalıp şerli işler yaparsa imtihanı kaybedecek ve cezasını da görecektir. Bu imtihanı kaybetmek veya kazanmak meselesi her şeyin üzerinde en büyük bi
Risâle-i Nûr’un terbiye (eğitim) sistemi Risâle-i Nûr ise, bu dünyada bir manevî cehennemi, dalalette gösterdiği gibi; imanda dahi bu dünyada manevî bir cennet bulunduğunu isbat ediyor. Ve günahların ve fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde, manevî elemleri gösterip iyilikler ve güzel hasletlerde ve şeriatın hakîkatlerini yaşamakta cennet lezzetleri gibi manevî lezzetler bulunduğunu isbat ediyor. Sefahet ehlini ve dalalete düşenlerini o cihetle aklı başında olanlarını kurtarıyor. Eğitimciler, eğitimi şöyle tarif ederler: İnsanlara
Mûcize, peygamberlik dâvâsına delil olmak üzere Allah tarafından, peygamberlerin ellerinde yaratılan hârikulade hâllere denir. Onlar “Biz Rabbinizin size gönderdiği elçileriz” diye dâvâ ettiklerinde, Cenâb-ı Hakk onlar elinde bazı hârikulade şeyler meydana getirmekle âdetâ, “Evet doğru söylüyorlar. Onlar benim elçilerimdir” demektedir.   Âhirzaman nebîsi olan peygamberimiz (asm) da peygamberlik dâvâ ettiğinde pek çok defa kendisinden mûcizeler istenilmiş ve bin kadar mûcize de onun eliyle göst
Risâle-i Nûr’un tevhidle ilgili iki risâlesi, insaflı olan bir münkiri imana getirmeye kâfi geldiği hâlde, bununla yetinilmemiş, bu mevzûda pek çok risâleler telif edilmiştir. Bu konu üzerinde çoklukla durmanın en mühim sebebi Risâle-i Nûr’un bütün Âlem-i İslâm için yazılmış olmasıdır. Türkiye Müslümanları batı medeniyetinden etkilendikleri gibi, bütün âlemi İslâm da batı medeniyetinden etkilenmiş durumdadır. Muhataplar ve tahribatlar çok olunca ister istemez, bu tahribatların tamiri için çeşit
Ramazan-ı Şerif, Kur'ân Ayı ve Oruç Ramazan ayı, adeta on bir ayın sultanı hükmünde olan; en kıymetli, en faziletli, en çok sevap kazandıran ve âhirete manevî mahsuller yetiştirmek için en bereketli bir zamandır.   O kadar münbit bir zemindir ki her bir iyilik ve haseneye ya da her bir Kur’ân harfine sair vakitlerde on sevap yazılırken Ramazan’ın gündüz ve gecelerinde en az bire bin sevap verilmekte, hususen Kadir Gecesi olan yirmi yedinci gecesinde bire otuz bine kadar çıkmaktadır. Kadir Gecesinin bin aydan yani 83 seneden daha
Tevrat ve İncil'de Hz. Muhammed (asm) Tevrat ve İncil gibi semavi kitaplarda Peygamberimizin adı, Ahmed, Muhammed ve Mustafa manalarına gelen Süryanice ve İbranice tabirlerle geçiyordu. Açıkça Ahmed ve Muhammed az idi. O az miktarını da kıskanç yahudiler değiştirmişlerdir. Hem, Eski semavi kitaplar en küçük gelecek hadiselerinden bile haber verdiklerine göre, o dinleri yürürlükten kaldıracak olan Hz. Muhammed'den (asm) ve onun meydana getireceği büyük değişimden haber vermemeleri mümkün değildir. Öyleyse o kitaplar Hz. Muhammed'i
Ölenlerin Ruhları Nereye Gider? Kur’an-ı Kerim’de, “Şübhesiz ki âyetlerimizi yalanlayıp, ona karşı kibirlenenler yok mu, onlara gök kapıları açılmaz…” (Araf, 40) ayeti kâfir ruhların dünyada kalacaklarına işaret ettiği gibi, mümin ruhların semaya yükseleceğine de işaret eder. Bu ayetin tefsirinde Fahreddin Râzî Hz. Tefsir-i Kebîr’inde şu hadisi rivayet etmiştir: "Mü'minlerin ruhları, semaya yükseltilir. Sonra, sema kapılarının o ruhlar için açılması istenir. Bunun üzerine, "Temiz bedende olan temiz ruh, merhaba!" denilir. Bu
Tesettürün Gerekliliği Allahu Teâlâ’nın kadınların örtünmelerini emretmesinde çok hikmetler vardır. Kadınların örtünmeleri onların yaratılışlarının gereğidir ve fıtratları, duyguları bunu emreder. Hem tesettür, toplumsal değerlerin, huzurun, ahlakın ve aile kurumunun korunmasını sağlar. Açıklık ise tam tersi kadınları, aileleri ve hayatı sıkıntılar içine sokar. Topluma, ahlaka, huzura ve aile kurumuna zarar verir. Tesettürün yani örtünme emrinin hikmetlerinden mühim bir kısmını Bediüzzaman Said Nursî Hazretl
Hiç Ölmeyecek Gibi Dünya İçin Çalışmak Ne Demektir? Sual: "Hemen ölecekmiş gibi ahiret için, hiç ölmeyecek gibi dünya için çalış" cümlesi hadis-i şerif midir? Bazıları kesinlekle hadis değildir diyorlar. Eğer hadis ise nasıl anlamalıyız? Cevab: “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış.” Bu rivayet, hadis kaynaklarında vardır. Bu hadis, dünya için olsun, ahiret için olsun, yapılacak işlerin ciddiyetle ele alınması gerektiğine işaret etmektedir. Yarın ölecek olan insan, bütün dünyevi işlerini unutur ve samimi ve
Peygamberimizin (sav) Görünüş ve Ahlakı Sevgili Peygamberimiz, Fahr-i Kâinat Efendimiz aleyhi’s-salatü ve’s-selâm’ın vücut özellikleri ve güzel ahlakı hakkında Rudanî’nin Cem’ul-Fevaid isimli hadis külliyatında, torunu Hz. Hasan (ra)’dan yapılan şu uzun rivayet çok güzeldir ve O’nun nasıl bir insan olduğunu ve ne kadar yüce bir ahlak üzere bulunduğunu çok güzel anlatıyor:8426- Hasan bin Ali radiyallahu anh'dan:"Peygamber'in şemailini (görünüşünü) anlatan biri olduğu için ve ben de onun anlatmasından hoşlandığım için, dayım olan Hind