Makaleler

Risale-i Nur Talebesi Olmanın Şartları Risale-i Nur Talebesi kimdir? Üstad Risale-i Nur Talebesi’ni nasıl tarif eder ve onlarda aradığı şartlar nelerdir? Bediüzzaman Hazretleri bu suallerin cevablarını çeşitli risale ve mektublarında vermiştir. Bunları üç ana başlık altında toplayabiliriz:   1. Risale-i Nur’u neşretmeyi en büyük vazifesi bilmek: Hazret-i Üstad bu şartı şöyle açıklar: “Talebeliğin hâssası ve şartı şudur ki: Sözler'i (Risaleleri) kendi malı ve te'lifi gibi hissedip sahib çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesini,
Üstad Bediüzzaman'ın Halefi Bediüzzaman Hazretleri’nin kendinden sonra yerine bıraktığı vekili, en önde gelen bir talebesi olan Ahmed Hüsrev Efendi’dir. Bunu sözlü olarak, talebelerine mükerreren bildirdiği gibi, yazdığı risalelerde de buna işaret eden muhtelif beyanları vardır. Ayrıca Hz. Üstad’ın Risale-i Nur’da geçen pek çok ifadeleri, Hüsrev Efendi’nin bu makama liyakatini göstermektedir. Bu çok mühim meseleyi dört ana başlık altında inceleyerek bunun Nur hizmetinin en parlak en açık hakikatlerin
Risaleler Niçin El Yazısıyla Neşredildi? Bediüzzaman Hazretleri’nin Isparta’ya sürgün edildikten sonra, telif ettiği ilk eseri, Haşir Risalesi olmuştu. Bu risaleyi, 1928 yılında İstanbul’a göndererek henüz harf inkılabı yapılmadığı için İslam harfleriyle tab ettirdi. Lakin aynı yılın Kasım ayında harf inkılâbı olmuş, Kur’an harfleri kaldırılıp Latin harflerine geçilmiştir. Buna bağlı olarak eski harfle kitap basmak da yasaklanmıştır. Haşir Risalesi’ni, bastırarak matbaayı kullanan Bediüzzaman Hazretleri, inkılabdan sonra ise, artık L
Bediüzzaman ve Kur'an Harfleri Bediüzzaman Hazretleri, Kur’an harflerinin okunup yazılmasına büyük ehemmiyet vermiş ve Risale-i Nur talebelerini, Kur’an harflerine hizmet etmeye tekrar tekrar teşvik etmiştir. ‘Risale-i Nur’un bir vazifesi de bid’ate karşı huruf ve hatt-ı Kur’anı muhafaza etmektir’ diyerek bu vazifenin ehemmiyetine dikkat çekmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken mühim bir nokta şudur: Hazret-i Üstad Kur’an harflerine, yalnız Kur’an okumak ve yazmak için  ehemmiyet vermiş değildir. Bununla birl
Tevâfuk Mûcizesi Tevâfuk, iki şeyin birbirine denk ve uygun gelmesi demektir. Kur’ân’daki tevâfuk denilince, başta Allah ve Rab isimleri olmak üzerek aynı kökten gelen kelimelerinin alt alta, karşı karşıya veya sayfalar arasında sırt sırta gelerek güzel ve manidar şekilde diziler oluşturması anlaşılır. Tüm Kur’ân’da bulunan 2806 aded Allah lafzı ve 846 aded Rab lafzı ile aynı kökten gelen kelimeler bütün sayfalarda çok kesretli bir şekilde tevâfuk ediyorlar. Bu meseleyi etraflı bir şekilde ve Üstad Bedîü
Nasıl Takva Sahibi Olunur? İmam Gazali (ra) Mükaşefetü'l-Kulub adlı eserinde, büyük ahlâk ve fıkıh âlimi Ebu Leys es-Semerkandî'den rivayetle takva (Allah korkusu ile günahlardan sakınmak) hakkında şunları anlatır: Allah korkusunun, yedi alâmeti vardır: 1- Birinci alâmet dil'de belirir: Allah korkusu taşıyan kul dilini yalandan, dedikodudan, koğuculuktan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkor, bunlar yerine onu zikirle, Kur'an okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgûl eder. 2- İkinci alâmet kalbde belirir: Allah korkusu taşıy
İmanın Faydaları İmanın insana verdiği ve vereceği faydalarının had ve hesabı yoktur. Bu faydaların bir kısmı dünyada, bir kısmı ahirette görünür. Dünyadaki Faydaları: 1- Yaratıcısı ve Rabbi olan Allah ile kalbi bağını kurarak hidayetin huzuru içinde olmak ve ondan kopuk yaşamamak. 2- Dünyanın zorlukları karşısında Rabbi'nin kudret ve rahmetini arkasında hissetmek ve ona sığınmak. 3- İmanın, ruhunu aydınlatması ile güzel ahlaklarla donanmak, kötü ahlaklardan arınmak. 4- İmanın, bakış açısını aydınlatması il
İbadet Hakkında Üç Mühim Soru İbadet Edemeyenler Neden Edemiyor?Allah'ın insanı yaratmakdaki muradı, kendisine kulluk etmesidir. Fakat bu, Allah'ın muradı olduğu gibi, insanın kendi isteğiyle ibadet etmesi de Allah'ın muradıdır. Yani insanlar, melekler gibi seçme şansı olmaksızın ibadet edecek bir yaratılışta yaratılmamışlardır. Bu şekilde ibadet için melekler yeterlidir.İnsanın meleklerden farklılığı ve üstünlüğü, ibadeti, kendi tercihiyle, nefis ve şeytana galib gelerek gerçekleştirmesidir. Nefis ve şeytana galib gelerek i
Kâinatın Allah’ın Varlığını İspatı Allahın varlığını yarattığı eserlerinden yola çıkarak ispatlayabiliriz. Varlığının en büyük delili yarattığı bütün kâinat ve içindeki her şeydir. Ortada öyle büyük bir sanat vardır ki onun sanatkârı olan Allah’ın varlığını görmemek için âdeta kör olmak gerekir. Bir tek düzgün harf bile onu bir yazan olmadan veya bir iğne dahi bir usta olmadan ortaya çıkmadığı hâlde şu muhteşem kâinat sarayı nasıl kendiliğinden ortaya çıkabilir? Bütün kâinat ve içindeki âlemler ve bu alemlerde ortaya çık
Kur’an’ın Meydan Okumasındaki Sekiz Mertebe Kur’an pek çok ayetleriyle inanmayanları muaraza etmeye, yani onun bir benzerini getirmeye davet etmektedir. Üstad Bediüzzaman Hz. Kur’an’ın bu daveti sekiz mertebe olarak ortaya koyduğunu mealen şöyle anlatır: 1. Yüksek edebiyatıyla,  gaybden verdiği haberleriyle, ihtivâ ettiği ilimlerle, ve yüksek hakikatleriyle berâber, Kur’ân’ın tam mislini ve benzerini, ümmî bir şahıstan getiriniz! 2. Eğer böylece benzerini getirmeye gücünüz yetmiyor ise, uydurma şeylerden olsun yalnız belâğat ve