Sorular

Beşinci Şua'da geçen, "Hakaik-i imaniyyeye girmeyen cüzi hadisat-ı istikbaliyye, nazar-ı nübüvvette ehemmiyetsizdir" cümlesini açıklar mısınız? Bu hadisat-ı istikbaliyeye örnek verir misiniz?
1. "Onlara bir iyilik gelirse bu Allah'tandır derler. Onlara bir kötülük gelirse bu senin yüzündendir derler. De ki hepsi Allah tan dir." (Nisa, 78) Sana ne iyilik gelirse Allah'tandır, sana ne kötülük gelirse kendindendir. "Nisa, 79" Bu iki ayeti nasıl anlamak lazım. Zahiren zıt gibi duruyor? 2. "Allah hiçbir adamın içine iki kalp koymamıştır." (Ahzap, 4) Halbuki iki kalpli insanların doğduğu ol
Vakıa suresi 35,36,37 ve Rahman s. 56,57 -70,71-74,75 ve Nebe s. 31,32,33,34 bu ayetlerde aklıma takılan, sanki cennette erkeğe sunulan kadınlar var. Haşa kadının değer ve kıymeti nerede? Erkek üstünlüğü mü var? Neden bu şekilde yazılmış. Kadına verilen değeri biliyorum ama bu ayetleri okuyunca işin içinden çıkamıyorum.
"Hulefa-i Râşidîn devrinden sonra Kur’ana ve Sünnete en fazla uymuş, en fazla yaklaşabilmiş İslamî uygulama Osmanlı devletidir." İddiasını külliyat perspektifinden değerlendirir misiniz?
Acz elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâl’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat ma‘şûk-u mecâzîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakîkî’ye gider. Yukardaki yeri izah eder misiniz?
Dua ederken kendimde şöyle bir halet hissediyorum: "Sen duanı maddi ve manevi isteklerine alet ediyorsun. Halbuki dua ibadetin ta kendisidir ve ibadetler de Allah için olmalıdır. Dolayısı ile duan Allah için değil kendin içindir." Burada sanki bir tezat varmış gibi hissediliyor. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz? Dua ederken nasıl bir halet-i ruhiyyeye sahip olmalıyız?
Keramet-i evliya hak mıdır? Aklen isbatı nedir? Bu konu hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz?
Hz. Peygamber Muhacir ile Ensar arasında kardeşlik akdini yaparken, Medineli Sad b. Rabi ile Mekkeli Abdurrahman b. Avf’ı kardeş yaptı. Bunun üzerine Sa’d b. Rabi, kardeşine: “Ben Medinelilerin en zenginlerinden sayılırım. Gel gidelim malım ne varsa seninle yarıya bölüşeceğim. Hoşlandığın ne varsa malın yarısından alabilirsin. Ayrıca benim iki eşim var; bak onlardan hangisi hoşuna gidiyorsa, onu b
Kur'an-ı Kerim 23 Yılda nâzil olmuştur. Ancak Yirmi Beşinci Sözün İkinci Şulesinin Birinci nurunda "İşte o Kur'ân-ı Mübîn, yirmi senede.... nüzûl ettiği.." gibi bir cümle geçiyor. Hatta bir dahaki cümlede de yirmi sene denmekte. Bir ihtilaf yok mu?
Akşamın son sünneti dört rekat kılınabilir mi?