"Biraderim Süleyman Efendi işaret buyurulan zattır." Bu söz Üstad'a mı aittir? Eğer öyleyse "işaret buyurulan" derken Üstad neyi kastetmiştir?
Risale-i Nur eserlerinde ve Üstadın mektublarında böyle bir rivayet geçmediği gibi, kendi talebelerinden de böyle bir rivayet yoktur. Kısacası bu rivayetin aslı yoktur.
Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur'un, Kur'an hakikatlerini izah ve isbat ederek yaptığı hizmetle, önümüzdeki istikbalde de dünyayı aydınlatmaya devam edeceğini söyler.
Hatta İslam Dünyasının birliğini sağlayarak halife olacak Mehdi Hazretleri'nin dahi insanların imanlarını kuvvetlendirmek için Risale-i Nur'u hazır bir program olarak tatbik edeceğini mükerreren bildirir.
Ayrıca Hazret-i Üstad, Risale-i Nur Talebelerinin kıyamete kadar devam edeceğini ve kıyametin de yakın olduğunu haber vermektedir.
Dolayısıyla Bediüzzaman Hazretleri'nin kendisinden sonra Risale-i Nur hizmeti dışında işaret buyurduğu başka bir yol veya bir şeyh yoktur.
1- "Risale-i Nur eczaları, elbette Küre-i Arz ve küre-i havaiyeyi kendi ile alâkadar eder ve bu asrı ve istikbali kendi ile meşgul edecek bir hakikat-ı Kur'aniyedir ve ehl-i iman elinde bir elmas kılınçtır.” (Emirdağ Lahikası, s.47)
2- “Bu hakikatdan anlaşılıyor ki; sonra gelecek o mübarek zat, Risale-i Nuru bir programı olarak neşir ve tatbik edecek. O zâtın ikinci vazifesi, Şeriatı icra ve tatbik etmektir.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 9)
3- "Risalet-in Nur şakirdlerinin taifesi, âhirzamanda, o taife-i kübra-i a'zamın âhirlerinde bir hizb-i makbul olacağını işaret eder" (Kastamonu Lahikası, 28)