Birçok ayet-i kerimede ifade buyurulan insanın yeryüzünde halife olmasıyla kast edilen nedir? İnsan yeryüzünde Allah'ın halifesi midir?
Cenab-ı Hakk'ın Arz'ında insanların halife olması, Allah'ın hükümlerini icra ve kanunlarını tatbik etmesi içindir.
Ve keza insan yüce Rabbimizin saltanatının göstergesi olan yarattığı bütün güzelliklerine bakan, seyreden ve kudsi olan bütün ilahi isimlerin dellâlı ve kudret kalemiyle yazılan, yaratılan ve ilahi birer mektup hükmünde olan bütün varlığı, dikkatle okuyan ve tefekkür eden olması yönüyle eşref-i mahlukat ve halife-i arz olmuştur.
Kainatın yaratılış sebebinin en önemli neticesi ve kabiliyet, yetenek olarak en zengini ve âlemin bir nevi manevî çekirdeği ve meyvesi, bütün ilahi isimlere mazhar ve âyine ve bütün kâinatla alâkadar olması demektir.
Allah’a iman edip onu marifetle tanımaya çalışması, Bütün muhabbetini Allah’a yönlendirip kullukla kendini Allah’a sevdirmesi, fiiliyle, haliyle, diliyle, hattâ elinden gelse bütün duyu ve duygularıyla şükür ve hamd ü sena etmesi, Allahü Ekber, Sübhanallah deyip, mahviyet içinde hayret ve muhabbet ile secde etmesi, ta'zim ve sena içinde tam bir fakirlik duygusuyla herşeyini Allah’tan istemesi, Mâşâallah diyerek Allah’ın eserlerini takdir ve Bârekâllah ile bu eserleri güzel görmek ve güzel göstermek, Sübhanallah diyerek bu eserlere hayret etmesiyle karşılık vermesi, Allah’ın varlığını tasdik ile, iman ile, tevhid ile, iz'an ile, şehadet ile, kulluk ile mukabele etmesiyle yaptığı ibadetler ve tefekkürlerle hakikî insan olur, ahsen-i takvimde olduğunu gösterir. İmanın bereketiyle emanete lâyık, emin bir halife-i arz olur.
Hem nasıl ki bir komutan bütün askerlerin bütün hizmetlerini padişahına takdim eder, öylede insan canlı cansız bütün varlıkların hizmetlerini, kulluklarını, her türlü ibadetlerini Allah’a sunabilecek kabiliyette olması ve sunması demektir.
Koca alemi bir ev gibi insanın emrine vermesi, insan için süslemesi ve tefriş etmesi, insanı halife-i zemin ederek dağ ve gök ve yer tahammülünden çekindikleri büyük emaneti ona vermesi ile diğer canlılara bir usta başılık mertebesiyle şereflendirmesi ve ikramda bulunması demektir.
İnsanlar, yaratılışın neticesidir ve yeryüzü içindekilerle beraber ona hizmetkar kılınmıştır. İstediği gibi tasarruf edebilmesi anlamına gelir.
®^«S[¬V«'ö¬Œ²*«ž²!ö]¬4ö°u¬2@«%ö]±¬9¬!: Cenab-ı Hak müşavere yolunu öğretmek ile beşerin hilafetindeki hikmetin sırrını melaikeye istifsar ettirmek üzere bu cümleyi söyledi. Sâmiin zihni, üç noktayı nazara alarak harekete geçti: Birincisi: Melaikeler ne dediler? İkincisi: Taaccüble hikmeti sordular. Üçüncüsü: Cinnilere halife olmakla beraber, beşerde kuvve-i gazabiye ve şeheviye dahi ilaveten halkedilmiştir.