Risale-i Nur'da ismi geçen Muhacir Hafız Ahmet kimdir? Hayatı hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Muhâcir Hâfız Ahmed (1880 - 1946)
Barla eşrâfındandır. Hazret-i Üstad’ı, Barla’yı ilk teşriflerinde bir hafta kadar evinde misâfir etti ve sekiz sene bilfiil âilesiyle beraber Üstad’a hizmet etti. Hazret-i Üstad’ın medresesinin bitişiğindeki Yokuşbaşı Mescidi’nin imamı idi. Bediüzzaman Hazretleri onu ve onun gibi sadakatle hizmetinde bulunan Sıddık Süleyman ve Mustafa Çavuş’u bir mektubunda şu ifadelerle tahsin edip övmüştür:
“Bu köy namına Cenab-ı Hak onu ve Mustafa Çavuş’u ve Muhacir Hâfız Ahmed’i ve Abdullah Çavuş’u bana ihsan etti. Ben de Cenab-ı Hakk’a şükrediyorum. Bunlar bana yüzer dost kadar kıymetdâr göründüler, vatanımı bana unutturdular. Gurbet ve misafirlik elemini bana çektirmediler. Bunların yüzünden ben, bu köyün hayatta ve vefat edenleriyle alâkadar olup; onlara her zaman dua ediyorum.” [1]
Muhacir Hâfız Ahmed 1946’da vefât etmiştir. Vefât haberini Şamlı Hâfız Tevfik’den alan Hazret-i Üstad ona şöyle dua etti: “Binler rahmet onun ruhuna insin. Âmîn! Kabri de hanesi gibi Kur’ân ve Nur’un bir menzili olsun. Âmîn! Şüphem kalmadı ki; bu zahir sadakat kerâmeti, Nurcuların imanla kabre gireceklerini ispat ediyor ve hüsn-ü hâtimeye mazhardırlar. Benim tarafımdan onun akrabasını tâziye ediniz ve ben bütün dualarımda onu hissedar ediyorum diye tebliğ ediniz.”[2]