Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
En nihâyet esâretimin sekizinci senesinde, en işkenceli ve en sıkıntılı bir zamanda, gâyet kuvvetli bir teselliye ve teşvîke muhtaç olduğumuzdan bana ihtâr edildi ki: “Bunu tahdîs-i ni‘met ve bir şükr-ü ma‘nevi nev‘inden izhâr et! Hem korkma! Kanâat verecek derecede kuvvetlidir.”
Hz. Üstad; Eğirdir Gölü kenarında, kuş uçmaz, kervan geçmez, dağlar arasında ücra bir köşede bulunan Barla Nahiyesi’nde kaldığı sekiz sene boyunca devamlı surette gözetleme altında tutularak hiç rahat bırakılmamıştır. Zamanla baskılar şiddetini artırmış, en basit haklarından bile mahrum bırakılmıştır. İnsanlarla görüşmesi, selamlaşması ve mektuplaşması engellenmeye çalışılmış, kendisini gizlice ziyarete gelenler yakalandıkça karakola çekilip dayak atılmıştır.
İçişleri Bakanlığı’nın gizli ve resmi emriyle başta nahiye müdürü, köydeki bazı öğretmen ve memurlar sürekli Hz. Üstad’ı takip altında tutuyor, aleyhinde dedikodular yapıyor ve O’na devamlı ızdırap veriyorlardı.
Böyle sıkıntılı bir dönemde, kuvvetli bir teselliye ve iman-Kur’ân hizmetinde şevk ve gayrete şiddetli ihtiyaç duyulduğu anda (1933), Hz. Üstad’a ilham olarak şöyle bir ihtar[1] ve hatırlatma yapılır: Bu kasîdedeki sırları, işaretleri ve müjdeleri ve nail olduğun yüksek nimetleri, sadece ve sadece Allah’a hamd ve şükür niyetiyle nefsine bir hisse çıkarmadan insanlara anlat ve izah et! Korkmana gerek yok. Kim okusa veya dinlese, kanaat verecek derecede kuvvetlidir.
Bu izhârda en mühim maksadım, esrâr-ı Kur’âniyeye âit olan risâlelerin makbûliyetine Gavs-ı A‘zam’ın (ks) imza basması nev‘inden olduğudur.[2]
Üstad’ın bu gelecek beş beyitteki müjdeli haberleri telif ve neşretmesindeki en mühim gayesi; kendi şahsını ve sahip olduğu yüksek kemâlâtı nazara vermek değildir. Kur’ân’dan ilhamla yazdırılmış olan ve bu asrın insanlarının ihtiyacına göre iman hakikatlerini delilli ve ispatlı olarak izah eden Risale-i Nur eserlerinden, Gavs- A’zam Abdulkadir Geylani Hazretleri gibi bir zatın haber verip alkışlamasını bildirmektir. Ve Risale-i Nur hizmetinin bu asırda makbul ve razı olunan istikâmetli bir hizmet olduğuna dair Kutb-u A’zam Abdulkadir Geylani Hazretlerinin imza basıp tasdik ettiğini göstermektir.
[1] Peygamber Efendimiz (sav) “Muhakkak ümmetim içinde ilhama mazhar olanlar vardır” (Tirmizi, 4, 370) buyurmuştur. Allah u Teâlâ’nın evliya kulların kalplerine ilham ederek onlar ile konuştuğu Ehl-i Sünnet âlimlerince kabul edilen bir hakikattir. Tarih boyunca ilhama mazhar olmuş ve ilhama dayanarak eserler yazmış pek çok zat gelip geçmiştir. Bediüzzaman Hazretleri de ilhama mazhar büyük bir İslam âlimidir. Bütün diğer büyük İslam âlimleri gibi, bütün müceddidler ve asırlarının imamı olan zatlar gibi o da ilhama mazhar olmakla şereflenmiştir ve Risale-i Nur Külliyatını da ilhamla yazmıştır.
[2] Bediüzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi, Hayrat Neşriyat, İstanbul 2015, s. 142