32. Söz'de geçen bu cümleyi izah eder misiniz?
“İşte bütün ta‘dâd ettiğimiz muhabbetler, eğer bu sûretle olsa, hem elemsiz bir lezzet verir. Hem bir cihette zevâlsiz bir visâldir. Hem muhabbet-i İlâhiyeyi ziyâdeleştirir. Hem meşrû ‘bir muhabbettir. Hem ayn-ı lezzet bir şükürdür. Hem ayn-ı muhabbet bir fikirdir. “[1]
Bu paragraftan önce Bediüzzaman Hazretleri sevgi çeşitlerini anlatmaktadır. İnsan fıtraten çok şeyleri sever. Eşini, ailesini, evladını, dünyayı, lezzetli yiyecekleri, gençliği, dostları ve güzellikleri vs. Önceki kısımlarda sevginin yanlış kullanılmasının (doğrudan bir şeyin kendisini sevmek) insana elem vereceği anlatıldıktan sonra bu suretle diye başladığı yerde ise doğru sevgiyi anlatılmaktadır. Bu sevgilerin dünya ve ahirette karşılığının olması ve elemsiz olması için, sevginin Allah için olması gerektiği hakikatına vurgu yapılmıştır.
Dünyadaki her şey fani ve geçici olduğu için onlara doğrudan olan sevgi, insana acılar ve elemler getirir. Sevilen şeyler yok olunca, insanda hüzün oluşur. Fakat Allah için olursa, bu sevgi elem vermez, aksine lezzet verir. Eğer insan yalnızca eşini, evladını, dünyayı, makamı, serveti severse, bir gün bunlardan ayrılacaktır. Ayrılığın acısını da çekeceği muhakkaktır. Eğer bunları Allah için severse, yani sevdiği her şeyi Allah’ın bir lütfu olarak görüp yine Allah'ın razı olacağı şekilde severse o zaman ayrılık olsa bile elem vermez. Çünkü asıl sevilen Cenâb-ı Hak'tır. O ise ebedidir. Allah namına olan sevgi zevâl bulmaz ki elem versin.
İnsana sevgiyi veren Cenâb-ı Hak'tır. Rabbimiz, bu sevginin doğru şekilde yönlendirilmesini ve kullanılmasını ister. Dünyayı, insanları ve nimetleri, Allah için sevmek en doğru sevgidir. Böylece bu sevgi, harama düşmeden, aşırı bağımlılıktan uzak, helal ve meşru bir sevgi olur. Bir şeyi Allah için sevmek, hem bir şükürdür. Böylece onları ne kadar severse aslında Allah’ı sever. Bu sevgi, insanın Allah sevgisini muhabbetini kuvvetlendirir. İnsana lezzet ve saadet kapısını da açar.
Bu muhabbet hissi, aynı zamanda derin bir tefekkür kapısına döner. İnsan sevdiği şeyler üzerinde düşündüğünde, onları sevmesine vesile olan yönlerini tefekkür ettikçe, aslında onların Allah’ın bir sanat eseri olduğunu ve bu güzelliğin kaynağının Cenâb-ı Hak olduğunu fark eder. Böylece muhabbet, insanı tefekküre ve derin düşünmeye de yöneltir. Konunun devamında gelen padişah örneği ile daha detaylıca izah edilmiştir. İlgili eserdeki yerin devamına bakılabilir.
Ayrıca lütfen konu ile ilgili bakınız:
https://risale.online/soru-cevap/muhabbet-kainatin-yaratilis-sebebidir
https://risale.online/soru-cevap/muhabbet-kainatin-yaratilmasina-sebebtir
https://risale.online/soru-cevap/bu-kisim-muhabbet-toplulugunu-muhafaza-edemez
https://risale.online/soru-cevap/mahlukata-taksim-edilen-muhabbet