Soru

Mahlukata Taksim Edilen Muhabbet

Mesnevi Nuriye’de geçen bir yerde “Mahlukata taksim edilen muhabbetin, Allah’a olan muhabbeti tezyid edeceği” anlatılıyor? Yani muhabbet taksim edilip dağıtıldığında azalması gerekmiyor mu? Biz bu muhabbeti sadece Allah’a vermemiz gerekmiyor mu? Mahlukata verdiğimiz zaman artma nasıl olabilir.? 

Tarih: 8.12.2018 00:49:18
Okunma: 1799

Cevap

"Cenab-ı Hakk’tan ma’da yapılan muhabbet iki çeşit olur. Birisi yukarıdan aşağıya nâzil olur; diğeri aşağıdan yukarıya çıkar. Şöyle ki: Bir insan en evvel muhabbetini Allah’a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla Allah’ın sevdiği herşeyi sever. Ve mahlûkata taksim ettiği muhabbeti, Allah’a olan muhabbetini tenkis değil, tezyid eder." (Mesnevi Nuriye osmn. 67)

Allah (c.c) bizlere bir muhabbet sermayesi vermiştir. Biz bu sermayeyi Onun namına, Onun sevdiği ve razı olduğu şeylere sarf ettiğimiz zaman Onun namına olduğu için zarar etmeyiz. Aksine bu Ona olan muhabbetimizi daha da ziyadeleştirir. Çünkü kâinatta bizim için yaratılmış sayısız nimetler ve ihsanlar var. Bu nimetlerin ve ihsanların Ondan geldiğini idrak edersek Onun bize ne kadar şefkatli ve merhametli olduğunu anlamış oluruz. Vermiş olduğu nimetlerin sayısı ve kıymeti Ona karşı olan muhabbetimizi de artıracaktır. Bu sevgi Onun (c.c) zatından kaynaklanıyor. Muhabbetimizi önce Ona yapıyoruz sonra da gönderdiği nimetlere veriyoruz. Bu nimetlere sarf ettiğimiz muhabbet adedince (Ondan geldiğini bildiğimiz için) muhabbetimiz artıyor. Bize verdiği ve vereceği nimetler sayısınca ve kıymetince hamd edip şükrediyoruz. Bu hamdler ve şükürler arttıkça muhabbetimiz de o kadar artmış oluyor. Mesela bir çocuk önce babasını babası olduğu için sever ve muhabbet eder. Sonra da kendisine aldığı hediyeleri düşünür ve onları kendisine babasının aldığını bilerek muhabbeti ziyadeleşir. Her bir hediye o çocuğun teşekkürünü artırır. Fakat şuna dikkat edilmelidir ki, muhabbet önce hediyelerden dolayı değil Allah’a olan muhabbetimizden dolayı başlar. Bu muhabbet yukarıdan aşağıya inmiş olur. Eğer hediyeler olmasa bile biz onu yine sever muhabbet ederiz. Çünkü Allah zatı ile sevilir.

Bize verilen nimetler kaybolup gitse de “O” (c.c) bu nimetleri bize tekrardan verebilir. Çünkü görüyoruz ki her giden nimetten sonra yerine gelen yeni bir nimet var. Bunların yenilenmesi ve tazelenmesi adedince de sevgi, hürmet ve muhabbet ziyadeleşir. Bu nimetlerde görülen zeval ve fena damgasını ortadan kaldırıp bize daha fazlasıyla tekrardan vereceğini tefekkür etmek ona olan muhabbetimizi daha da artıracaktır. Asıl kaynağın ve membaın onun yanında olduğunu bilmekle her bir mahlukat üstündeki fena ve zeval bize hüzün değil tekrardan verileceğini bilmekle yerini sevince ve sürura bırakır. Böyle bir zat sevilmez mi. Zeval ve fenaya giden sayısızca nimetler adedince muhabbetimiz artar. Çünkü biliyoruz ki her gidenin yerine yenisini verecektir. Onu bilip tanıdıktan sonra nazar edip tefekkür ettiğimiz her mahlukat bizim için Allah’a muhabbet ettiren vasıtalar olurlar.

Kısaca Allah’a iman edip marifetini kavradıktan sonra bu nimetler ve hediyeler sayısınca ve kıymetince Ona olan muhabbetimiz de ziyadeleşecektir.

Unutmayalım ki önce iman sonra marifetullah sonra da muhabbetullah gelir.

 


Yorum Yap

Yorumlar