Peygamberlerin Allah'ın varlığına ve birliğine delaletini izah eder misiniz?
PEYGAMBERLERİN TEVHİDE DELİL OLMASI
Peygamberler, Allah’ın varlığının ve birliğinin en önemli delillerinden biridir. Hz. Adem(a.s)’dan son peygamber olan Hz. Muhammed(s.a.v)’e kadar bütün peygamberler tevhid inancını yani Allah’ın varlığını ve birliğini anlatmışlardır.
Nübüvvetin tevhide olan delilleri sayılmayacak kadar çoktur. Peygamberlerin peygamberliklerini ispatlayan bütün deliller aynı zamanda Allah’ın varlığını ve birliğini de ispatlar.
Bunlardan birkaç tanesini sıralayacak olursak:
1. Peygamberlerin çoğu farklı zaman ve mekânlarda geldikleri halde hepsi aynı şeylerden bahsetmişler ve “La ilahe illallah” sözünde ittifak etmişlerdir. Bu da onların aynı Zat tarafından gönderildiklerine kesin ve büyük bir delildir.
Mesela ilk peygamber Hz. Âdem (as)’den son peygamber Hz. Muhammed(sav)’e kadar gelen peygamberlerin hepsi Allah’ın varlığından ve birliğinden, kulluk ve ahiret gibi konulardan bahsetmişlerdir. Dolayısıyla Âdem (as) ı gönderen kim ise Hz. Muhammed(sav)’i de ve diğer peygamberleri de gönderen O dur.
2) Peygamberlere, peygamber olduklarını ispatlamak için Allah tarafından harikulade haller verilmiştir. Peygamberlerin gösterdikleri bu hallere mucize denilmektedir. Mu’cize, peygamberlerin sözlerini, Allah’ın doğrulaması ve tasdik etmesidir.
Mesela Hz Musa(as), asasıyla vurup denizi yarmış ve taştan su çıkarmıştır. Hz.İsa (as), Allah’ın izniyle ölüleri diriltmiştir. Peygamberimiz(sav) de, mübarek parmaklarından bir orduya yetecek kadar çeşme gibi su akıtmış ve aynı parmağıyla ayı ikiye bölmüştür. Bütün peygamberler, bunlar gibi birçok mucizeler göstermişlerdir.
Peygamberlerin peygamberliğini ispatlayan bu mucizeler ancak her şeye gücü yeten ve her şeyin sahibi olan bir Zat’ın onlara yardım etmesiyle olabilir. Çünkü bu mucizeler peygamberlerin gücünün çok üstündedir.
3) Peygamberler, getirdikleri dinle, kaba ve cahil toplumları, kısa bir zamanda medeni bir toplum haline getirmişlerdir.
Mesela peygamberimiz(sav),cahiliye devri diye adlandırılan bir zamanda gelmiştir. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek gibi her türlü zulmün ve haksızlığın işlendiği bir devirde tebliğe başlamış ve çok kısa bir zamanda bütün o kötülükleri ortadan kaldırmıştır. Böyle toplumsal bir başarının yüzde birini bile bu günün güçlü devletleri başaramamaktadır. Bu da peygamberlere yol gösteren ve onlara her noktada destek veren mükemmel bir Zat’ın var olduğunu gösterir.
4) Bütün peygamberler getirdikleri emir ve yasakları öncelikle kendileri yaşamıştır. Allah inancı dışındaki inanışları reddederek tek bir Allah’a ibadet etmişlerdir. Dost ve düşmanları dahi onların güzel ahlakını tasdik etmişlerdir. Onların doğruluktan ayrılmayarak yalan söylememeleri, insanlara iyiliği emredip kötülükten sakındırmaları, onların aynı Zat’tan ders aldıklarını gösterir.
5)-Peygamberimiz, okuma–yazması olmamasına rağmen insanlara tebliğ ettiği Kur’an’ın benzerinin getirilemediğini ve taklit edilemediğini tarihler bize gösteriyor. Bu da Kur’an’ın, Allah kelamı olduğunu bizlere göstermektedir.
Kur’an-ı kerimde bu konuyla alakalı olarak “De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun bir benzerini ortaya getiremezler”[1] buyurulmaktadır.
6- Peygamberler, geçmiş ve gelecekle alakalı gaybi haberleri doğru olarak vermişlerdir. Hâlbuki o peygamberler kendi ilimleriyle gaybı bilemezler.
Mesela peygamberimiz(sav), geçmiş ümmetlerin hallerinden haber verdiği gibi gelecekte İstanbul’un fethi gibi hadiselerden de haber vermiştir. İsa (as), “ben gidiyorum ta size Faraklit (Ahmed) gelsin” dediği gibi diğer bütün peygamberler de Peygamber Efendimizin(sav) geleceğini müjdelemiştir.
Bu da ancak geçmiş ve geleceği bilen yani ilmi sonsuz bir zatın onlara bildirmesiyle mümkün olabilir.
Daha bunlar gibi, bir rivayette yüz yirmi dört bin peygamber gelmiştir. Bunların hepsi de Allah’ın varlığına ve birliğine aynı şekilde delil olmuşlardır.