Bu tarz düşünceler herkesin aklına gelebilir. Fakat bu durum vesveseden kaynaklanıyor. Zaten bu konuda sıkılmanız bu durumun size ait olmadığını göstermektedir. Şeytanın insana verdiği vesvesenin değeri yoktur.
Vesveseden kaynaklanan şeyler de eğer bir delile dayanmıyorsa bir kıymeti yoktur. Kesin olan hükümler şüphe ile ortadan kalkmaz. Yani bir şeyin kesinliği varsa vesvese ona zarar vermez. Bir şeyin olabilir ihtimali veya olabilirliği o şeyin kesin olacağını veya olduğunu göstermez.
Yani ihtimaller delil değildir. Mesela kalbimizin her an durma ihtimali vardır. Bu sebeple doktora gitsek bize ilk soracağı şey şikâyetin nedir olacaktır. Eğer rahatsızlığım yok ama her an kalbimin durma ihtimali var dersek elbette bize müsaade verip ilgilenmeyecektir.
Bu konuda detaylı izah için lütfen bakınız;
Bunlar gibi bizim zihnimize gelen Allah, Peygamber ve ahiret olmayabilir gibi ihtimallerin vesveselerin ve kuruntuların hiçbir önemi yoktur. Çünkü bilgiye ve delile dayanmamaktadır.
Hem Allah'ın varlığının sayısız delilleri vardır.
Allah'ın varlığının en büyük delili, yarattığı bütün kâinat ve içindeki her şeydir. Ortada öyle büyük bir sanat vardır ki onun sanatkârı olan Allah’ın varlığını görmemek için âdeta kör olmak gerekir. Bir harf bile onu yazan biri olmadan veya bir iğne, bir usta olmadan ortaya çıkmadığı hâlde şu muhteşem kâinat sarayı nasıl kendiliğinden ortaya çıkabilir?
Bütün kâinat ve içindeki âlemler ve bu âlemlerde ortaya çıkan varlıklar, iç içe geçmiş bir bütün hâlindedirler. Sanki koca kâinat bir saray gibi ve içindeki pek çok âlemler o sarayın odaları ve bütün varlıklar da sarayın odalarında bulunan süslü eşyaları gibidir.
Böyle bir sarayı görsek onun tesadüfen ya da kendi kendine ortaya çıktığına hiç ihtimal verebilir miyiz? O an için sarayın ustasını göremememiz olmadığını gerektirmediği gibi, o saraydan milyonlar defa muhteşem ve sanatlı şu kâinat sarayının da tesadüfen ortaya çıkması da önceki saraydan binlerce defa imkânsızdır. Onun da sonsuz kudret ve ilim sahibi bir ustası vardır.
Şu an için dünyada imtihan olmamızın bir gereği olarak O’nu görmememiz var olmadığını asla göstermez. Üstelik aklımız bu şekilde Allah’ı bulabildiği gibi, Allah da Hz. Adem’den itibaren sürekli gönderdiği Peygamberleri ve kitapları vasıtasıyla bizlere kendini bildirmiş, varlığından haberdar etmiştir.
Bu konuda detaylı izah için lütfen bakınız;

