4. Meselenin sonunda da geçen "130 parça cihazattan, ancak 2 3 parçasına ilişebilirler" mahkemeye verilen risaleler nelerdir?
Risale-i Nur Külliyatındaki ilgili cümle şöyledir: ‘’Bu on sekiz senedir benim düşmanlarım ve zındıklar ve maddiyyûnlar, aleyhimde gayet gaddarâne desîselerle hükûmetin bazı erkânlarını iğfâl ederek, bizi imhâ etmek için bu def‘aki gibi eskide dahi hapislere, zindanlara soktukları halde, Risâle-i Nûr’un çelik kal‘asında yüz otuz parça cihâzâtından, ancak iki üç parçasına ilişebilmişler.’’
Bu cümleden, Risale-i Nur’un birkaç risalesi veya meselesi hariç, diğer risalelerine ilişemediklerini anlamaktayız. İliştikleri risaleler ise şunlardır:
1. Beşinci Şua Risalesi: Bu risaleye, deccal ve süfyan ile alakalı olarak aktarılan hadislerin te’villeri ve izahları dolayısıyla ilişmişlerdir.
2. 24. Lema Tesettür Risalesi: Eskişehir Mahkemesi, tesettür ve şapka meselesini bahane ederek Üstadı ve talebelerini mahkûm etmiştir.
3. 1. Şuâ: Bu risalede Kur’ân’ın 33 âyetinin Risale-i Nur davasına olan işaretleri ebced ilmi ile izah edilmektedir. Buradaki izahlarla Hz. Üstad, güya Kur’ân’ın âyetlerinin kendisine baktığını anlatıyormuş gibi düşünerek bu risaleye ilişmişlerdir.
4. Üstadın kendisini ‘Mehdi ve Müceddid’ olarak kabul ettirmeye çalıştığını iddia ederek, bu konuların geçtiği yerlere ilişmişlerdir.
5. Risale-i Nur’da, Kur’ân’ın miras hukuku ile alakalı açık âyeti izah edildiğinden[1], bu izahın Türk Medeni Kanunu’ndaki miras hukukuna aykırı olduğunu iddia ederek ilişmeleri söz konusu olmuştur.
6. 26. Lema İhtiyarlar Risalesi’nin 7. Reca’sında; ‘’Ankara Kalesi’nde dört beş ihtiyarlığın ve hilafet saltanatının vefatı, beni mahzun eyledi’’ denmesine karşılık Eskişehir Mahkemesi bu ifadeye ilişmiştir.
Görüldüğü üzere, genellikle risaleler içinde geçen cümle veya kelimelere kendilerince yanlış manalar yükleyerek ilişmeleri söz konusu olmuştur. Lakin Hz. Üstad, tüm bu hatalı ve kasdî iddiaların cevaplarını, 14. Şuâ Afyon Mahkemesi Müdafaası’ndaki ‘Hata-savab cedveli’ kısmında, hatalı iddiaları ve doğru cevaplarını kısa ve öz olarak mahkemeye sunmuştur. O risaleye bakılarak detaylı bir malumat sahibi olunabilir.[2]