"Evet, bu dünya memleketine ve misafirhânesine giren her bir misafir…” diye başlayan Birinci Makam’ın başından -ilhâm, vahiy mertebeleri- hâriç kalıp, tâ on sekizinci mertebe olan kâinâtın hudûs hakîkati, tâ imkâna kadar yeni hurûfla, bir ihtâr-ı ma‘nevî ile izin verdik. Daktilo (el makinesi) ile kendilerine yazdılar. Siz de bu dört parçayı birden cild yapıp, yeni hurûfla ehl-i inkâra on ikilik top güllesi gibi atabilirsiniz. Fakat yirmi sene evvelki Türkçe ile şimdiki Türkçe’nin farklı olduğundan, yeni Türkçe için bazı kelimât-ı Arabiyede tasarruf edildi. Siz de öyle yapabilirsiniz. Risâle-i Nûr yirmi sene evvelki Türkçe ile konuşur. O zamanı görmeyen gençlere teshîlât olmak için bazı ta‘birâtı değiştirirseniz, iyi olur." Gibi ifadelerden latinceye ve sadeleştirmeye izin var anlamı çıkar mı?
Üstad, iise talebeleri için hazırlattığı hususi bir nüsha için özel izin vermiş. Yoksa bütün külliyatı yeniden o şekilde elden geçirin dememiş. Karşı çıkılan sadeleştirme ise külliyatı yeni bir şekle sokma çalışmasıdır.
Ayrıca bakınız.
/soru-cevap/risalelerin-sadelestirilmesi
Latince meselesi için lütfen bakınız.
/soru-cevap/bediuzzaman-ve-yeni-harfler
/soru-cevap/risale-i-nurun-yeni-harflerle-basilmasi