İlgili metinde şöyle geçmektedir:
İhtiyaçtır terakkînin üstâdı. Sıkıntıdır muallime-i sefâhet. Demek sefâhetin menba‘ı sıkıntı olmuş.1
Yani ihtiyaç, insanı harekete geçiren, gayrete getiren ve onu her daim gelişmeye sevk eden en büyük etkendir. Bu yönüyle ihtiyaç; insanın saklı kabiliyetlerini açığa çıkaran, gelişimini sağlayan bir üstad gibidir. Buna mukabil, eğer sıkıntı; tembellikten, başıboşluktan veya bir amaçsızlıktan besleniyorsa, işte o zaman insanı günahlara ve uygun olmayan alışkanlıklara sürükleyen kötü bir muallime dönüşür. İnsanın yükselişi ihtiyaçtan doğan gayretle mümkündür. Buna karşın insanın düşüşü, amaçsızlıktan kaynaklanan bir sıkıntı ve boşluğun neticesidir. Gerçek saadet nefsin rahat arayışında değil, çalışkanlıktadır; felaket ise tembelliğin içinde gizlidir.
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s.351

